Emekli maaşlarına Temmuz’dan önce 25 bin lira seyyanen zam yapılsın
Açlık sınırının 30 bin liraya, yoksulluk sınırının 80 bin liraya yaklaştığı ülkemizde, asgari ücretin bile altındaki 14 bin 469 liralık emekli maaşıyla açlığa, yoksulluğa ve sefalete mahkum edilen milyonlarca emekli yaşama savaşı veriyor.
Çarşıda, pazarda ve markette zamlar yağmur gibi yağıyor. Emekli maaşı kiraya yetmiyor. Elektrik ve doğal gaz faturaları ödenemiyor. Emeklinin mutfağı alev alev yanıyor.
Günlük gıda ve temel ihtiyaçlarını Tüketici Kredisi ve Kredi Kartı kullanarak karşılamak zorunda bırakılan emekliler, yüksek faizlerle bankalara borçlanarak icra ve haciz tehdidi altında ömür tüketiyor.
Ömrünün sonbaharında huzur ve güven içerisinde dinlenerek yaşaması gereken emekliler, ilerlemiş yaşına ve hastalıklarına rağmen yaşamını sürdürebilmek için hâlâ çalışmaya ve iş aramaya devam ediyor.
Temmuz’da emeklileri bekleyen tehlike
4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu gereğince Kamu Görevlileri Hakem Kurulu tarafından açıklanan ve 3 Eylül 2023 tarih ve 32298 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 2024-2025 dönemine ait 2 yıl süreli 7. Dönem Toplu Sözleşme hükümlerine göre; memur maaşları ile memur emekli aylıklarına 2024’ün ilk 6 ayı için yüzde 15, ikinci 6 ayı için yüzde 10, 2025’in ilk 6 ayı için yüzde 6, ikinci 6 ayı için yüzde 5 zam yapılması kararlaştırılmıştı.
Buna göre; 1 Ocak 2025 – 30 Haziran 2025 tarihleri arasındaki 6 aylık dönem için memur maaşları ile memur emekli aylıklarına yüzde 6 toplu sözleşme zammı üzerine yüzde 5,54 oranında sahte enflasyon farkı eklenerek toplam yüzde 11,54; SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına ise yüzde 15,75 oranında artış yapılmıştı.
Hali hazırda yürürlükte olan 7. Dönem toplu sözleşme hükümlerine göre; 1 Temmuz 2025 – 31 Aralık 2025 tarihleri arasındaki ikinci 6 aylık dönem için; memur maaşlarına ve memur emekli aylıklarına 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olmak üzere yüzde 5 oranındaki toplu sözleşme zammı üzerine TÜİK’in muhtemelen yüzde 7 civarındaki sahte enflasyon oranı eklenerek ortalama yüzde 12 civarında; SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına ise 2-3 puan daha eklenerek yüzde 14-15 civarında artış yapılacağı şimdiden öngörülebilir.
Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir. Emeklilerin içinde bulunduğu durum ve yaşadığı sorunlar göz önüne alındığında, önümüzdeki dönemde emeklileri çok daha zor günlerin beklediğini anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur.
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz
Emeklilerin 1995 yılında başlayan ve otuz yıldan beri her türlü olumsuzluğa rağmen devam eden sendika kurma ve toplu sözleşme mücadelesi ne yazık ki henüz yasal ve anayasal güvenceye kavuşturulamamıştır.
Emekli sendikalarının ve derneklerinin yaşadığı bölünmüşlük ve parçalanma nedeniyle kısa vadede tek çatı altında örgütlenmek pek mümkün görünmemektedir.
Peki emekliler hep böyle yaşamaya mecbur mudur? Elbette ki hayır!
Milyonlarca emeklinin sorunları da, talepleri de ortaktır. Dolayısıyla, emeklilerin yaşadığı sorunların çözümü ve insanca yaşam için ortak taleplerin gerçekleşmesi de ortak ve birleşik mücadeleyle mümkündür.
Yaşadığımız ortak sorunların çözümü ve taleplerimizin gerçekleşebilmesi için ortak ve birleşik mücadeleyi mutlaka başarmak zorundayız. Emeklilerin kurtuluşunun ve insanca yaşayabilmelerinin başka yolu yok.
Emeklilere insanlık onuruna yakışan mutlu ve huzurlu bir yaşam için; çocuklarımıza ve torunlarımıza sosyal güvenceli ve güvenli bir gelecek için; tüm emekli sendikaları ile emekli dernekleri; fiili ve meşru mücadele temelinde, “hak verilmez alınır, haklar örgütlü mücadele ile kazanılır” şiarıyla güç ve eylem birliği yaparak, ülke çapında emeklilerin ortak ve birleşik mücadelesini bir an önce hayata geçirmeliyiz.
Bunun için, öncelikle ve ivedilikle emekli sendikaları ve dernekleri arasındaki rekabete derhal ve mutlaka son verilmelidir. Birbirinden bağımsız, ayrı ayrı eylemler yapmak yerine ortak ve birleşik mücadele anlayışı benimsenmelidir.
Hayatları ve umutları çalınan milyonlarca emekli, ya hakları ve geleceği için hep birlikte ayağa kalkacak; ya da patron dostu, emekli düşmanı iktidar tarafından dayatılan açlık sınırının ve asgari ücretin altındaki emekli maaşıyla yetinmek zorunda kalacaktır.
Yıllardır açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca emeklinin mutfağındaki yangının sönmesi, tencerenin kaynaması ve karnının doyması için; “insanca yaşanabilecek maaşı siz vermiyorsanız biz alacağız” demenin şimdi tam zamanıdır.
Sorunlarımızın çözümü ve taleplerimizin gerçekleşmesi noktasında bir kazanım elde edilecekse ancak bu şekilde elde edilecektir.
Türkiye’nin bütün emeklileri birleşin
Emekli maaşlarının insanca yaşanabilecek seviyeye çıkarılması talebi başta olmak üzere, emeklilerin sendikal hak ve özgürlüklerinin elde edilebilmesi için; bugüne dek bir türlü hayata geçirilemeyen ortak ve birleşik mücadelenin, İstanbul’dan başlayarak ülke çapında gerçekleştirilebileceğine inanıyorum.
Bu amaçla, ilk adım olarak; “tüm emekli maaşlarıyla dul ve yetim aylıklarına Temmuz ayından önce 25 bin lira seyyanen zam yapılması” talebini alanlarda haykırmak üzere; tüm emekli sendikalarını ve derneklerini hep birlikte omuz omuza ve yan yana ortak eylem gerçekleştirmeye davet ediyorum.
Artık söz bitti. Şimdi karar verme ve harekete geçme zamanı. Ya köle olacağız, ya insanca yaşayacağız. Biz istemezsek vermeyecekler, biz durdurmazsak durmayacaklar, haydi hep birlikte ortak ve birleşik mücadeleye.
İnanın, ele ele ve omuz omuza birlikte mücadele etmeyi başarabilirsek; emeklilerin sendikal haklarını özgürce kullanabileceği, huzur ve güven içerisinde insanca yaşayabileceği günlere mutlaka kavuşacağız.
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!
Türkiye’nin bütün emeklileri birleşin!