Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu üyeleri, kamuda uygulanacak tasarruf tedbirleriyle ilgili düzenlemenin Meclis’te kabul edilmesinin ardından açıklama yaptı.
Birleşik Kamu-İş’e bağlı Büro-İş emekçileri, Ankara Sıhhiye Sosyal Güvelik Merkezi Ankara İl Müdürlüğü önünde “servis haklarının gasp edildiğine” yönelik eylem yaptı. Eylemde ‘Çarık yağlayan’ Büro-İş Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, “Servis haklarının gasp edilmesine” tepki gösterdi.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Mali Sekreteri Hasan Kütük, yaptığı açıklamada, tasarruf tedbiri adı altında çalışanların ellerinden haklarının alınmasını eleştirdi.
Kütük, şunları söyledi: “Tasarruf denildiği an bu iktidar, gözünü emeklinin, emekçinin, yoksulun cebine dikiyor. Yani açlığa, yoksulluğa, sefalete mahkum ettiği insanların yetmiyormuş gibi ‘elinde neyin varsa bana vereceksin, ben bunu senden alırım’ diyor. Biraz vicdan. Zaten o insanların verebileceği bir şey yok. O insanların lojmanına, servisine, yediği yemeğe, içtiği çaya göz dikiyorsun. Bu insanları bu sefalete mahkum etmenin karşılığında hiç mi vicdanın sızlamıyor? Eğer bir tasarruf edilecekse saraylarınızdan, saltanatınızdan, yönetim kurulu üyeliği verdiğiniz yandaşlarınızdan bekleyin. Emekliye, emekçiye, asgari ücret ile yaşamak zorunda kalan herkese diyoruz ki bu bir çırpınıştır; bu artık yavaş yavaş sona gelen iktidarın son çırpınışıdır. Demokratik ve meşru yollardan bütün emekçileri buna karşı ortak bir mücadele etmeye davet ediyoruz.”
Büro-İş Genel Başkanımız Alay Hamzaçebi, basın açıklamasına şu sözlerle başladı: ”Yap işlet devredin maliyeti emekçiye yükleniyor. Onlar yediler, faturayı bize ödetiyorlar. İşçiler Dikmen’den Altındağ’dan yürüyerek gelmeye başladı. Saltanatınızdan, şatafatınızdan ödün verin! Servis taşımacıları memur servisi kalkınca sadece okul servisi yapmaya başlayacak, fiyatlar artacak ve burada olan yine velilere olacaktır. ‘Boyun eğme, emeğine sahip çık!’ ‘Servisime Dokunma!’ Çağ açıp çağ kapatacaktık Ortaçağ’a gidiyoruz.”
“Çarık dönemine dönüyoruz”
Hamzaçebi açıklamasının devamında şunları söyledi:
“AKP iktidarında; 2008 yılından itibaren havuz paralarımız, ikramiyelerimiz başta olmak üzere birçok kazanılmış haklarımız sistemli olarak bir bir elimizden alındı, alınmaya da devam ediyor.
Şimdi de tasarruf tedbirleri bahanesiyle Toplu Sözleşme ile kazanılan mesailerimiz kesiliyor, giyim ve yemek yardımlarımız, servislerimiz kaldırılıyor. Hatta geçen ay sonu itibariyle sözleşmesi sona eren SGK’da servisler fiilen kaldırıldı.
Hepinizin bildiği gibi Toplu Sözleşme ile bağıtlanan maddeler kanun hükmündedir. Anayasa ile korunmaktadır. Dolayısıyla herkesi bağlamakta olup herkes Anayasaya uymak zorundadır. İdari işlemlerle, talimatlarla Toplu Sözleşme kazanımlarına dokunulamaz. İktidarın yaptığı hak, hukuk tanımazlıktır.
Bu hukuk tanımazlık işi çığırından çıkmıştır.
Büro-İş Sendikası olarak iktidarın kamu çalışanlarının kazanılmış haklarını gasp eden tasarruf tedbirlerine karşı davamızı gün geçirmeden açmıştık.
Çalışanın sırtından geçinen lüks makam araçları ile gezen yandaş ve yancı sendika başkanlarına sesleniyoruz.
Tuzunuz kuru biliyoruz.
Vicdanınız kalmadı, ahlakınız da mı kalmadı?
Yoksulluk sınırının altında maaşlarla geçinmeye çalışan kamu çalışanları Altındağ, Dikmen, Dikimevi gibi Ankara’nın değişik semtlerinden saatlerce yürüyerek işe gidip gelmeye başladı. Bu gidişat çarık dönemine dönüşü işaret etmektedir. Gidiyorduk aya, kaldık yaya.
Suçlu kamu gelirlerini sermayeye peşkeş çekenlerdir
Kamu emekçileri bu iktidar döneminde çektiğini hiçbir iktidar döneminde çekmedi.
Servisler mi ekonomiyi batırdı. Hayır? Ekonomiyi batıranlar belli:
Lüks şatafatlı yaşamdan vazgeçmeyenlerdir.
Yap-İş-Devret modeliyle geçiş garantili, köprü, otoyol, tünellerle; hasta garantili hastanelerin faturasını çalışanların sırtına yükleyenlerdir.
Sermayeye yapılan vergi muafiyetleri, teşvik ve indirimlerle kamu gelirlerinden vazgeçenlerdir.
Yani yediler, yedirdiler hesabı bize ödetiyorlar!
Emekten değil, şatafattan, saltanattan tasarruf edin.
Krizin bedelini çalışanlar değil, krizin sorumluları ödesin.
Personel taşıma servislerinin kaldırılması, engelli personeller için de büyük mağduriyete neden olmaktadır.
İş barışının bozulmasına, kamu hizmetlerinin aksamasına sebebiyet vermektedir.
Diğer bir husus; servislerinin kaldırılmasıyla servis taşımacılığı bitme noktasına gelecek, başka bir aşamaya evrilecektir.
Kamu servisleri kaldırılınca servis esnafları işsizler ordusuna katılırken ayakta kalmaya çalışan servis esnafı, bu kez okul servis ücretlerine zam yapmak zorunda kalacaktır.
Memur mağdur, esnaf mağdur, yarın öbür gün öğrenci mağdur olacak, veli mağdur olacak.
Kısacası servislerin kaldırılmasının kazananı olmayacak.
“Milli gelirden payımızı, refahtan hakkımızı alalım”
Genel taleplerimizi tekrar kamuoyunun bilgisine ve iktidarın dikkatine sunmak istiyoruz.
-Öncelikle toplu taşıma servis hizmeti devam ettirilmeli, servis hizmeti verilemeyen yerlerde merkez & taşra ayrımı yapılmadan herkese toplu taşıma ücreti ödenmelidir.
-Kamu çalışanlara refah payı içerecek şekilde insan onuruna yaraşır ücret ödenmelidir.
-Vergi dilimi oranı % 10’da sabitlenmelidir.
-Söz verilen 3600 ek gösterge bütün memurlara verilmelidir.
-Seyyanen zamlar başta olmak üzere bütün ek ödeme ve tazminatlar emekli keseneğine sayılmalı, seyyanen zam emeklilere de verilmelidir.
-Banka promosyonları günün ekonomik şartlarına göre revize edilmelidir.
-666 sayılı KHK ile kesilen ikramiye ve havuz paraları geriye dönük birikimli olarak tekrar ödenmelidir.
-Büyükşehirlerde görev yapanlara büyükşehir farkı verilmelidir.
-Kamu çalışanları için lojman, kreş ve sosyal tesisler sağlanmalıdır.
-Seçim öncesi söz verilen kira desteği derhal verilmelidir.
-Yardımcı Hizmetler sınıfı kaldırılarak içerisinde bulunan meslek branşları Teknik Hizmetler.
-Sınıfına, diğerleri de Genel İdare Hizmetler Sınıfına geçirilerek Ek Göstergeden faydalandırılmalıdır.
-Yemek hizmeti ücretsiz olmalı, dışarıda yoklama, icra, keşif gibi görev yapan memurlara da yemek bedeli nakden ödenmelidir.
-Mülakatlar kaldırılmalıdır.
-Yeşil pasaport bütün memurlara verilmelidir.
-Sayısal olarak Türkiye’nin 3. büyük memur Konfederasyonu olan Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; kamu çalışanları sizlere sesleniyoruz.
-Hepimizi açlığa, yoksulluğa sefalete mahkûm eden, kazanılmış haklarımızın elinden alınmasına sessiz kalan, sizlerin sırtından yüzbinlerce lira maaş alıp lüks içinde yaşayan bu yandaş ve yancı sendikalardan desteğinizi çekin artık.
Alternatif var.
Gelin hep beraber mücadele edelim, kayıplarımızı telafi edelim, üzerine milli gelirden payımızı, refahtan hakkımızı alalım.
Biz yetki istiyoruz. Bizlere güç verin.”