Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ve Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi, TBMM Tarım Orman ve Köy İşleri Komisyonu’nda kabul edilen “Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni Kadıköy’de protesto etti.

AKP’nin sokak hayvanlarıyla ilgili hazırladığı 17 maddelik tartışmalı yasa teklifi TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda kabul edildi. Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ve Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi, tartışmalı yasa teklifini protesto etmek için İstanbul-Kadıköy’de eylem düzenledi. Eyleme, milletvekilleri, yaşam hakları savunucuları katıldı.
Eylemde, “Susma haykır, katliama hayır”, “AKP yasanı al başına çal”, “Üretimi durdur ticareti yasakla” sloganları atıldı.
Yaşam hakları savunucuları, “Bu teklif yasalaşsa bile bu mücadele bitmeyecek! Tek bir dostumuzun tüyüne dokundurmayacağız” dedi.
Açıklamada iktidara, “Sokaktaki tüm hayvanları barınak dedikleri toplama kamplarına doldurduktan ve öldürdükten sonra bomboş kalacak o yeni inşa edilmiş dev barınakları ne yapacaksınız? Hayvan ticareti merkezlerine mi döndüreceksiniz? Hayvanlar üzerinde deney mi yapacaksınız?” soruları yöneltildi.

Ötanazi, uyutma, katliam…
Yaşanan tüm tartışmalara rağmen AKP ve MHP iş birliğiyle TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda kabul edilen Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne tepkiler sürüyor.
Kadıköy İskele Meydanı’nda toplanan Yaşam hakları savunucuları “Katliam yasası” olarak niteledikleri yasa teklifini protesto etti.
“Toplayamazsın, hapsedemezsin öldüremezsin” pankartı açan hayvanseverler, düzenlemeden bir an önce vazgeçilmesini istedi.
Yapılan ortak basın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
“Katliamı önce ‘uyutmak’ diye güzellemek istediler. Sonra ‘ötanazi’ demeye başladılar. Baktılar ki halkın yasa teklifine yönelik tepkisi azalmıyor, ötanaziyi yasa teklifinden çıkardık dediler. Oysa ötanazi kelimesi tekliften çıkmış olsa da teklif hâlâ katliam teklifi! Yerel yönetimler sokaktaki hayvan popülasyonunun yüksek olduğuna kanaat getirirse, başka hiçbir neden olmaksızın, hayvanları öldürme yetkisine sahip olacak!

Hayvanların yaşam hakkı var
Daha önce de söyledik; hayvanların kimsenin merhametine ihtiyacı yok! Hayvanların kimsenin vicdanına ihtiyacı yok! Biz ne vicdan ne de merhamet arayışındayız. Hayvanların yaşam hakkı var ve bizler bu hakkı sonuna kadar savunacağız. Biliyoruz ki yaşam hakkını savunmak meşru olduğu gibi aynı zamanda bizler için bir görev. Çözüm olarak öldürmeyi sunanlara karşı ne olursa olsun dimdik ayakta duracağız.
Halktan yasayı gizleyerek jet hızıyla bu katliam yasasını geçirmeye çalışanlara sesleniyoruz: Zannetmeyin ki, yaşam hakkı bir el kaldır – el indir ile oylanabilir. Siz bu yasayı oylasanız dahi, yaşam hakkını oylayamazsınız!
Tarihe bir kara leke olarak geçen bu teklifin yasalaşmaması için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Ancak şunun da altını özellikle çizmek istiyoruz: Bu teklif yasalaşsa bile bu mücadele bitmeyecek! Tek bir dostumuzun tüyüne dokundurmayacağız

Dev barınaklar rant planı mı?
Yasa teklifinin genel gerekçesinde “sokaklarda hayvan kalmayacağını” açıkça söylendiğinin vurgulandığı açıklamada, iktidara şu sorular yöneltildi:
“Sokaktaki tüm hayvanları barınak dedikleri toplama kamplarına doldurduktan ve öldürdükten sonra bomboş kalacak o yeni inşa edilmiş dev barınakları ne yapacaksınız? Hayvan ticareti merkezlerine mi döndüreceksiniz? Hayvanlar üzerinde deney mi yapacaksınız? Buradan nasıl rant elde etmeyi planlıyorsunuz? Hayvanları doğurtup doğurtup sömürerek hayvan istismarını ve buradan elde ettiğiniz rantı sürdürmeye devam mı edeceksiniz? Şimdi tekrar soruyoruz, elit olan kim? Pet piyasası, inşaat rantları büyüsün diye sokak hayvanlarını öldürmek, barınak denen toplama kamplarında esir etmek isteyen sizler mi? Yoksa hayvanların yaşam hakkını savunan bizler mi?”
Açıklamada, komisyon toplantıları sürerken hayvan hakları savunucularının Meclise alınmadığı hatırlatıldı, “Yasaya karşı çıktığımız için Meclisin içinde, sokakta darp edildik, gözaltına alındık. Son olarak da meclise ziyaretçi yasağı getirdiler. Halka Meclise girmeyi yasakladılar. Çünkü onlar da bu soykırım yasasını hiçbir meşru argümanla savunacaklarının farkında. Toplumu kendi söylemleriyle manipüle etmek istiyorlar” denildi.
