“Yaşamımızı zorlaştıran, emeklileri yok sayan her türlü zihniyete ve uygulamalara güçlü bir şekilde karşı durabilmeli, haklarımızı savunabilmeli, hayatımızı kolaylaştırmalıyız. Güçlerimizi birleştire birleştire kazanacağız. Birliğimiz, dirliğimiz daim olsun”
Emeklilerin ve EYT’lilerin, Türkiye çapında sürdürdükleri güç birliği Edirne’de de ilk adımını attı.
AKP iktidarının, emeklilere saygı duymayan, EYT’lilerin emeklilik hakkını gasp eden uygulamalarına karşı bir süredir sürdürülen güç birliği görüşmeleri geçtiğimiz günlerde Ankara’da yapılan ortak açıklama ile kamuoyu ile paylaşılmıştı. Güç birliği oluşturan emekli ve EYT’li kurumlar, farklı illerde taleplerini yurttaşlarla paylaşmaya başladı.
Türkiye’de ayrı ayrı duran emekli örgütlerinin birleşerek oluşturduğu “Türkiye Emekliler ve EYT’liler Birliği”, Edirne’de bugün (27 Mart) basın açıklaması düzenleyerek emeklilerin ve EYT’lilerin taleplerini açıkladı.
Bileşenler adına açıklamayı yapan DİSK Emekli-Sen Edirne Şube Başkanı Sayit Dayıoğlu ve DİSK Emekli-Sen Disiplin Kurulu üyesi Hilal Bilenoğlu yaptı.
“Kredi kartlarını da ödeyemez hale getirildik”
“Açlık sınırı 15 bin lirayı aştı, yoksulluk sınırı ise 52 bin liraya yaklaştı. Sadece asgari ücretle yaptığımız kıyaslama ile biz emeklilerin maaşlarının zaman içerisinde ne kadar düştüğünü ve son 1-2 yıl içerisinde de artık her şeyi kısarak, kredi kartları ile ayakta durmaya çalıştığımızı, bankaların verilerinde de görüleceği gibi kredi kartlarını da ödeyemez hale getirildik.”
Biz emekliler satın alma gücümüzün düştüğünü bizzat yaşamımızdan biliyoruz. Gerçekten çok zorlanmaya başladık. 2002 tarihinde en düşük emekli aylığımız 257 TL iken, asgari ücret 184 TL idi. Günümüzde yani 2024 de ise en düşük emekli aylığımız 10 bin lira, asgari ücret 17 bin 2 lira. Hâlbuki yapılan araştırmalara göre açlık sınırı 15 bin lirayı aştı, yoksulluk sınırı ise 52 bin liraya yaklaştı. Sadece asgari ücretle yaptığımız kıyaslama ile biz emeklilerin maaşlarının zaman içerisinde ne kadar düştüğünü ve son 1-2 yıl içerisinde de artık her şeyi kısarak, kredi kartları ile ayakta durmaya çalıştığımızı, bankaların verilerinde de görüleceği gibi kredi kartlarını da ödeyemez hale getirildik.”
“12 bin lira seyyanen zam istiyoruz”
“Emekli aylıkları iyileştirilerek uluslararası standart ve normlara uygun hale getirilmeli. Aylık bağlama oranları 2000 yılı öncesine döndürülmeli. Güncelleme kat sayısında milli gelir artışından pay verilmelidir. Aylık Bağlanma Oranlarının eski sisteme yani yüzde 70’e döndürülmelidir. Gerçek bir İntibak Yasası acilen çıkarılarak, 2000 yılı öncesi ve 2000 yılı sonrası emekliler arasındaki maaş eşitsizliği giderilmelidir. En düşük emekli kök maaşı, en düşük memur maaşından az olmamalıdır. Emekli hak ve sahiplerinin aylıkları bağımsız kurumlarca açıklanan gerçek enflasyon oranına göre otomatik olarak güncellenmelidir. Emeklilere ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında olmak üzere yılda dört ikramiye verilmeli. İkramiyeler dul ve yetim maaşı alanlara da aldıkları maaş oranı kadar değil, tam ödenmeli. Ödenen ikramiyeler asgari ücrete eşitlenmelidir. Temel gıda maddeleri ile elektrik, doğal gaz ve akaryakıt fiyatlarına yapılan yüksek oranlı zamlar nedeniyle düşen satın alma gücümüzde meydana gelen kaybın telafisi için, tüm emekli, dul ve yetimlerin kök maaşlarına acilen 12 bin TL seyyanen zam istiyoruz.”
Maaş eşitsizliği giderilmeli
Emekli maaşlarının toplu iş sözleşmesi masasında belirlenmesini talep ettiklerini ifade eden Bilgenoğlu; “Emekli maaşlarının iktidarlar tarafından tek taraflı belirlenmesi yerine, Anayasa’da gerekli düzenlemenin uluslararası tüm metinlerde geçtiği gibi ‘herkes sendika kurabilir’ şeklinde düzenlenmesi ve ardından TBMM’de emekli sendikaları statü yasasının çıkarılarak, bizlerle birlikte toplu iş sözleşme masasında belirlenmesini istiyoruz. Bunun için de Anayasa’nın sendika kurma hakkını tanımlayan 51. maddesi ile toplu iş sözleşme hakkını tanımlayan 53. maddelerine ‘Emekliler ile dul ve yetim aylığı alanlar’ ibaresi eklenerek emeklilerin sendika kurma hakkı anayasal güvence altına alınmalı ve ilgili yasalarda gerekli değişiklikler yapılarak ‘Emekli sendikaları statü yasası’ çıkarılmalıdır. ”
Ücretsiz ulaşım hakkı sağlanmalı
“10 Banka, 6 sigorta şirketiyle, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve ona bağlı odaların çalışanlarının olduğu 17 emekli sandığına bağlı yaklaşık 300 bin emeklinin yaşadıkları mağduriyetler yasalar ile giderilmelidir. Emekli maaşlarından kesilen muayene, ilaç vs tüm sağlık kesintilerine son verilsin. Şehir içi tüm toplu taşıma araçlarından emeklilere ve eşlerine ücretsiz ulaşım hakkı sağlansın. Temel gıda maddeleri ile elektrik, su ve doğal gaz faturaları üzerinden alınan KDV kaldırılsın. Hastanelerdeki Geriatri (yaşlılık) bölümleri açılsın. Var olanlara takviye edilsin. Emekli ve yaşlı vatandaşlar için devlete ait huzurevi sayısı artırılarak, evde bakım hizmetleri yaygınlaştırılsın. Emekli maaşlarının yatırıldığı kamu veya özel bankalar, maaş promosyonlarını günün koşullarına göre değerlendirmeli. Her yıl bir maaş artışına göre promosyonları güncellemelidir.”
Emeklilere barınma yardımı yapılmalı
“Konut sahibi olamayan emeklilere, TOKİ tarafından ucuz konut sağlanmalı. Emeklilere bir taraftan da barınma yardımı yapılmalıdır. Emekli yurttaşlara yaşamlarının sonbaharında hak ettikleri saygı gösterilmeli. Yalnız yaşayan, hasta ve bakıma ihtiyacı olan emekli ve yaşlı yurttaşlar için devlete ait huzurevi ve yaşam merkezi sayısı artırılarak, bakım hizmetleri yaygınlaştırılmalı. Emeklinin vefatı sonrası bakmakla yükümlü olduğu eşi ve çocuğuna, zaten düşük olan emekli maaşı daha düşük oranda ödenerek emeklinin geride kalan eşi ve evlenmemiş çocuğu tam bir sefalete mahkûm edilmektedir. Sosyal devlette dul ve yetim maaşı en düşük emekli maaşından az olamaz.”
EYT’lilerin mağduriyetleri giderilmeli
“Kökten çözülmeyen EYT meselesinde, eksik çıkarılan yasa ile 5000 Prim ve Kısmi Emeklilik hakları masada bırakılan EYT’lilerin mağduriyetlerinin giderilmelidir. Bağ-Kur kapsamı altında, Tescil, Prim eşitleme ve İhya sorununun çözülmesini; staj ve çıraklık başlangıç süresinin, emeklilik sigorta başlangıç süresinden sayılmasını; 8 Eylül 1999 sonrası çalışma hayatına girenlerin sorunlarını çözmek üzere Sosyal Güvenlik Kurumu sisteminin kökten bir reformla yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz. Yaşamımızı zorlaştıran, emeklileri yok sayan her türlü zihniyete ve uygulamalara güçlü bir şekilde karşı durabilmeli, haklarımızı savunabilmeli, hayatımızı kolaylaştırmalıyız.”