Mersinli emekliler, iktidarın yoksullaştırıcı uygulamalarına yerel yönetimlerle birlikte teslim olmayacaklarını, halkçı kamucu projelere çıkarılacak engellere karşı bilgi görgü ve dayanışmalarını seferber edeceklerini bildirdi.
2021 Tüm Emekli-Sen ve Türkiye Emekliler Derneği Mersin Şubeleri ortak bir basın açıklaması yaptı. Emekliler ortak açıklamalarında, “Yoksulluğa karşı mücadeleyi yükseltiyoruz. Emekliye yoksulluk reva değil, birleşik mücadele kazanacak” diye haykırdılar.
Ortak basın açıklamasını 2021 Tüm Emekli-Sen Mersin Şube Başkanı Hüseyin Kurt yaptı.
Kurt, “Emeklilerin toplumsal refahtan insana yaraşır bir pay alması ana sütü kadar haklarıdır.” dedi.
Kurt, açıklamanın devamında şunları dile getirdi:
Basına ve kamuoyuna;
Saygıdeğer emekçiler, emekliler ve dostlar; siyasi partilerin ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri; çalışkan basın emekçileri hoş geldiniz. Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) ve 2021 Tüm Emekli-Sen Mersin Şubeleri adına sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz.
Yoksulluğa karşı mücadeleyi yükseltiyoruz
Ülkemizde üretilen her mal ve hizmet bu ülkenin tüm emekçilerinin alın teridir, kafa ve kol gücüdür, beyninin ışığıdır. Toplumsal refahtan en büyük payı bu emekçiler almalıdır. Sanayi işçisi, çırak, sağlık görevlisi, güvenlik görevlisi, doktor, mühendis, sanatçı,bilişimci, öğretmen, küçük esnaf, köylü, tarımcı; tümü de emekçidir.
Emekli, aktif çalışma yaşamından, yaşı ilerlediği veya sağlığı elvermediği için ayrılmış emekçidir, beklenen odur ki, ilk gençliğinde başladığı üretim sürecinin sonuna gelip emekli olduğunda, kendisinden kesilen primlerin karşılığını alabilsin, rahatça geçimini sağlayabilsin, ele güne muhtaç olmayacak bir gelire kamu eliyle kavuşsun. Çalışma yaşamları boyunca ülke kalkınmasının ve refahının dinamosu emekçilerin emekli olduklarında sefalete sürüklenmesi hiçbir yasaya töreye ahlaka uymaz. Emeklilerin toplumsal refahtan insana yaraşır bir pay alması ana sütü kadar haklarıdır.
Türkiye’de, SGK’ya kayıtlı 16 milyon 824 bin; özel sandıklara kayıtlı 300 bin emekli var. Bu sayının 4 milyon kadarı emeklilerin dul ve yetimlerinden oluşuyor.Emeklilerin dul ve yetimleri de sosyal devlet gereğince insan onuruna yaraşır bir geliri hak ediyorlar.
Emekli sefalette
2002 yılı Aralık ayında asgari ücret 184 TL iken, en düşük emekli aylığı bunun yüzde 40 fazlası olan 257 TL idi. Ne yazıkki yıllardır sahte TÜİK hesapları ve hükümetin ayak oyunları ile bu böyle devam etmedi.
2025 yılı Ocak Haziran dönemi için en düşük emekli aylığı 14469 TL olarak belirlendi.Oysa ki en düşük emekli aylığı 22104 TL’lik asgari ücretin yüzde 40 fazlası 30945 TL olmalı, daha yüksek prim ve gün sayısı olanlar orantılı olarak artışlardan yararlanmalıydı. Memur emeklilerine iki yıldır hukuksuz biçimde verilmeyen seyyanen zamlar hâlâ ödenmedi, memur emeklisi de en yoksullar topluluğuna dahil oldu.
Kabul etmiyoruz. Mücadelemizi yükseltiyoruz.
Ekonomi yangınını kim çıkardı?
İktidar, sözde ekonomi yangınını söndürmek için, iç ve dış dolar milyarderlerinin mutemeti Mehmet Şimşek’i tekrar iş başına getirdi.En iyi bildikleri şeyi yaptılar. İşçinin memurun esnafın emeklinin tarımcının dul ve yetimin nefesini kestiler. Asgari ücreti açlık sınırının altında, Temmuz zammını iptal ederek yıllık olarak belirlediler.En düşük emekli aylığı sadece 14 bin 469 lirada kaldı.Yasal bir düzenleme yapılmazsa kök aylığı düşük olanlar Temmuz ayında artış alamayacaklar. Dul ve yetimler, en düşük aylıktan da daha az aylık alıyorlar. Almaya devam edecekler, kabul etmiyoruz.
Paralar rantiyeye
Örneğin; bizde para yok ama ülkenin kaymağını yiyenlerde çok. Paradan para kazananlar 6.9 milyon lirayı, yalnızca hafta sonu için bankaya yatırdığında bir asgari ücret kadar, 22 bin 104 lira faiz kazanıyor. Bu kadar rahat faiz öderken enflasyon artar demeyen iktidar, sıra emekçinin emeklinin aylıklarına gelince enflasyon azar diyor.Borç faiz döviz özelleştirme şampiyonlarının emekçi halkın gırtlağına çökmekten başka bildikleri yol ve yöntem yok ne yazık ki.
Üstelik de bu iktidar, emekçi halkın gırtlağına çökerek yıllardır biriktirdiği MB rezervlerini siyasi rakibini elemek için başlattığı hukuksuz operasyonla birkaç hafta içinde havaya savurdu.Döviz milyarderlerine ödedikleri bizim soframızdan eksilttikleridir. Kabul etmiyoruz. İsyan ediyoruz.
Dur diyoruz
Cumhuriyetin eşit ve onurlu yurttaşlarıyız. Emekliler olarak ülkemizin çeşitli bölgelerinde güçlerimizi birleştirmenin, iktidarın yoksullaştırıcılığına karşı birlikte durabilmenin yol ve yöntemlerini arıyor ve buluyoruz.Onaltı milyon emeklinin umudu azmi ve iradesiyle bize reva görülen yoksulluğa, evsizliğe, fakirliğe teslim olmayacağımızı ilan ediyoruz.
Sendikal örgütlülüğümüz önündeki Anayasaya ve uluslararası hukuka aykırı kapatma davalarının geri çekilmesini, sendika hakkımızın tanınmasını talep ediyoruz.
Yeniden devletleştirme
Emekçiyi emekliyi temsil etmeyen, özelleştirme şampiyonu iktidar, bugüne kadar ne yaptıysa bundan sonra da aynı yolda devam edecek. Emeklimizi sefalete, gencimizi işsizliğe, aşsızlığa konutsuzluğa mahkum eden bu iktidarı demokratik halk oyuyla göndermek boynumuzun borcudur.
Bunun ardından, özelleştirilen Sümerbank, Türk Telekom, Tüpraş, Tedaş, Tekel, Petkim, Seka, Tank Palet, Etibank Şeker fabrikaları, limanlar otoyollar tekrar devletleştirilmeli, çocuklarımıza ve torunlarımıza tam istihdam sağlanmalıdır. Ücret ve aylıklar insana yaraşır düzeye gelmeli; herkes, karnı tok sırtı pek, yarınından güvenli olmalıdır. Bize dayatatılan sefalet içinde yaşamı kabul etmiyoruz. Bizim gibi emekli ve emekçiler ile birlikte sesimizi yükseltiyoruz.
Artık yeter; bütçeden payımızı verin, gelirde ve vergide adaleti sağlayın. Bizden alıp sermayedarlara vermekten vazgeçin. İnsanca yaşam koşullarımızı sağlamak için taleplerimizi karşılayın.
Taleplerimiz:
-En düşük emekli dul ve yetim maaşı, en düşük memur maaşına eşitlensin.
-Aylık bağlama oranı yeniden yüzde 70’e çıkarılsın. Güncelleme kat sayısında milli gelir artışından pay verilsin.
-Emekli aylıkları sahte TÜİK verilerine göre değil; bağımsız kurumlarca açıklanan gerçek enflasyon oranına göre otomatik olarak güncellensin.
-Emekli, dul ve yetimlere Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere yılda dört kez asgari ücret düzeyinde ikramiye ödensin.
-Derhal tüm emekli, dul ve yetimlerin kök maaşlarına acilen seyyanen zam yapılsın.
-TBMM’den emekli sendikaları statü yasası çıkarılsın. Toplu sözleşme yapma hakkımız anayasal güvence altına alınsın.
-Emekli maaşlarından kesilen muayene, ilaç vs. tüm sağlık kesintilerine son verilsin.
-Şehir içi tüm toplu taşıma araçlarından emeklilere ve eşlerine ücretsiz ulaşım hakkı sağlansın.
-Temel gıda maddeleri ile elektrik, su ve doğal gaz faturaları üzerinden alınan KDV kaldırılsın ve temel yaşama yetecek kadarı ücretsiz olsun.
-Enerjide özelleştirmeler iptal edilsin, elektriğe yapılan yüzde 25 zam geri alınsın.
-Banka promosyonu günün koşullarına göre değerlendirilsin, her yıl aylık artışına göre güncellensin.
-Konut sahibi olamayan emeklilere, TOKİ tarafından ucuz konut sağlansın. Emekliler konut sahibi olana kadar barınma yardımı yapılsın.
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!
Türkiye’nin bütün işçileri, memurları ve emeklileri birleşin!

Emeklilerin sabrı ve bilgeliğiyle güçlerimizi birleştirelim
2021 Tüm Emekliler Sendikası Genel Basın Yayın Sekreteri Fatih Kaplan, Mersin’de yaşanana konut soruna değindiği konuşmasında, “Emekçi halk olarak kendi azim ve kararımızla kaderimizi elimize almanın tam vaktidir.
Emeklilerin sabrı ve bilgeliğiyle, Mersin’in her kuşaktan yurttaşa yuva olması için güçlerimizi birleştirelim” dedi.
Kaplan açıklamsına şu şekilde devam etti:
“Saygıdeğer emekçiler emekliler dostlar, siyasi partilerin ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri, gayretli basın emekçileri hepinizi yürekten selamlıyorum.
Bugün 3 Temmuz 2025, TÜİK Haziran enflasyonunu 1.37 olarak açıkladı, bu hesaba göre 6 aylık enflasyon farkı 16.67 oldu. Kök aylıkları düşük olan emeklilere artış olup olmayacağı belirsiz. Yoksullaştırma programı devam ediyor.
İktidar sahipleri, uyguladıkları özelleştirme faiz döviz rant ekonomisinin mantıksal sonucu olarak emekliye emekçiye refahtan pay yerine derinden sefaleti reva gördüler gene.
Ben, ülkemizin, ama en çok da Mersin’imizin büyük bir sorununa tekrar değinmek istiyorum. Mersin, 2011 yılından başlayarak Suriye’den Türkiye’ye yönlendirilen yüzbinlerce göçmene ev sahipliği yapmak zorunda kaldı. 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremin ardından, depremzede yurttaşlarımıza da kucak açmasıyla konut sıkıntısı dayanılmaz boyutlara ulaştı.
Eskiden olduğu gibi mütevazı da olsa düzenli bir geliri olanların kiracı olabilmesi artık olanaksız. Daha önce aylığının üçte biriyle kirada oturabilenlerin aylıklarının tamamı bile kiraya yetmez oldu.
İktidar, Anayasal güvence altında olması gereken barınma hakkını çözmek yerine istismar ediyor. Yazılı ve görsel basında, sosyal medya platformlarında hemen her gün aldatıcı TOKİ haberleri yayınlanıyor, konutsuz yurttaşların umudu sömürülüyor.
AKP, 28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde de TOKİ üzerinden konut, iş yeri ve arsa kampanyaları ilan etmiş, bu yolla kitle desteği sağlamaya çalışmıştı. Kampanyalarda vadedilenlerin gerçekleşme oranı o kadar düşük ki, aynı kampanyayı önümüzdeki yeni seçim dönemine kadar uzatma niyetleri açıkça görülüyor. Üstelik de, en yoksullara göre olması gereken ödeme koşulları acımasız piyasa şartlarına uyduruluyor.
İktidar çözmüyorsa biz çözeceğiz
AKP, 23 yıllık iktidarında konut sorununda halkçı kamucu bir çözüm geliştirmediyse, o zaman görev bize düşer, halka düşer, yani büyük bir halk onayıyla seçilmiş yerel yönetime düşer. İktidarın yerel yönetimlerin elini kolunu sözde tasarruf tedbirleriyle bağlamaya çalıştığının farkındayız. Bunlar yetmeyince, iki gün önce İzmir’de olduğu gibi, tutuklamalar gözaltılar şafak operasyonlarıyla parçalamak istediğini de görüyoruz.
Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’e samimi çağrımızdır. Belediye Kanununun 14. maddesi gereğince görevlerinizden biri olan toplu konut yapma projenize çıkarılacak engellere birlikte karşı koyalım. Emeklilerin ve yakınlarının bilgi görgü ve dayanışmalarını bu projenin gerçekleşmesi için seferber edelim.
Emekçi halk olarak kendi azim ve kararımızla kaderimizi elimize almanın tam vaktidir.
Emeklilerin sabrı ve bilgeliğiyle, Mersin’in her kuşaktan yurttaşa yuva olması için güçlerimizi birleştirelim.”
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz.