Ankara Tabip Odası (ATO), işçi ve memur sendikaları tarafından açıklanan açlık ve yoksulluk raporlarını değerlendiren bir açıklama yaptı.
Açıklamada, çocukların dengesiz ve yetersiz beslendiği, yoksulluğun bir halk sağlığı sorununa dönüştüğü vurgulandı.
Açıklamada şunlar yer verildi:
Açlık sınırı asgari ücreti geçti
Resmi kurumların verileri ve sendikaların hesaplamaları Türkiye’de artan eşitsizliği ve derinleşen yoksulluğu gözler önüne seriyor:
-Haziran ayında dört kişilik ailenin açlık sınırı 19 bin 44 liraya, yoksulluk sınırı 65 bin 874 liraya yükseldi.
-Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi, barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı 30 bin 604 lirayı buldu.
Haneler sosyal yardımlarla ayakta kalıyor
-Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sosyal yardım verilerine göre Türkiye’deki 17 milyon 114 bin 912 yurttaş, yaşamını sosyal yardımlarla sürdürmeye çalışıyor.
-Haziran itibarıyla sosyal yardıma muhtaç hane sayısı 4,2 milyonu aştı.
Türkiye’de yoksulluk ve sosyal dışlanma riski AB ülkelerinden daha fazla
-Yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altındakilerin oranları incelendiğinde Türkiye’de bu riskle karşı karşıya olanların oranı, AB üyesi ülkeler ortalamasının 2 katıdır.
-Türkiye’de yoksulluk riski altında olanların oranı yüzde 34 iken, AB üyesi ülkelerde bu oran yüzde 21’dir.
Çocuk yoksulluğu artıyor
-TÜİK verilerine göre 2023 yılında yoksul çocuk oranı yüzde 31,3 iken, maddi yoksunluk içinde olan çocukların oranı yüzde 33,3’tür. Nüfusa oranlandığında yaklaşık her 10 çocuktan 3’ü yoksuldur.
-Sosyal ve Ekonomik Destek hizmetinden yararlanan çocuk sayısı 2024-Mayıs ayında 170 bin 694’e yükseldi.
Yetersiz ve dengesiz beslenme sorundur
Yoksulluk halk sağlığı sorunudur, çünkü maddi imkansızlıklar nedeniyle yetersiz ve dengesiz beslenmek zorunda kalan kişilerde; çabuk yorulma ve halsizlik, depresyon, çinko demir yetersizliğinden saç dökülmesi, zayıflayan bağışıklık sistemi nedeniyle sıkça hastalanma, kabızlık ve ödem oluşumu, kalsiyum ve D vitamini eksikliğinden diş çürümesi veya kemik erimesi, demir ve folik asit eksikliğinden anemiler gibi hastalıklar görülme olasılığı artar.
Yüksek gıda fiyatları nedeniyle halkımız, karbonhidrat, yüksek yağ, yüksek basit şeker ağırlıklı bütçesine uygun öğünlerle karnını doyurmaya yöneliyor. Sofralarda yeterli miktarda protein, taze sebze ve meyve yer almıyor. Bu nedenle obezite, hipertansiyon, diyabet, metabolik sendrom gibi obezitenin tetiklediği sağlık sorunları ortaya çıkıyor. Birkaç yıl önce Meclise sunulan Obezite ile Mücadele Yöntemleri ve Önlemleri Komisyonu raporuna göre ülkemizde her 3 kişiden 1’i obez durumdadır.
Yoksulluk kader değildir!
-Yoksulluğu ve bölüşümdeki eşitsizliği önleyecek sosyal politikalar hayata geçirilmelidir. Kamu tarafından sağlanan sosyal yardımlar ise siyasi popülizmin aracına dönüştürülmemelidir.
-Çalışan yoksulluğunu azaltmanın öncelikli yolları gelirde adaleti ve #VergideAdalet’i sağlamaktır.
-Okul çağındaki çocuklarımızın gelişimi için #1ÖğünÜcretsizSağlıklıYemek verilmelidir. Çocuk yoksulluğunun önüne geçmek ve çocuk işçiliği ile mücadele etmek hükümetin öncelikli görevleri arasında olmalıdır.
-Eşitsizliği artıran, ekonomik krizin faturasını halka ve çalışanlara yükleyen, sermayeye daha çok kaynak transferi amaçlayan politikalar sona erdirilmelidir.