Dünya Çiftçiler Günü’nde Türkiye’deki manzara iç karartıyor. Çiftçi sayısı azalırken borçlar tavan yaptı. Çiftçi ve sektör temsilcileri, “İthalat ve düşük alım fiyatı sonumuzu getirecek” diyor. Sektörün banka ve şahıslara borcu 850 milyar TL’yi aşarken çiftçi faiz desteği bekliyor.
Türkiye’de tarım üreticileri Dünya Çiftçiler Günü’nün 40. yılını büyük sorunlar içinde kutluyor. Milli gelir içinde tarımın payı yüzde 5’lere düşerken, Türkiye 2023’te yüzde 100’leri gören gıda enflasyonunda OECD ülkelerinin şampiyonu oldu. Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu tarafından 1984 yılında başlatılan 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü bugün tüm kutlanıyor. İklim krizinin tehdidi altında tarım va gıdada zor yıllar beklenirken Türkiye de bu sıkıntıların en fazla yaşandığı ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor.
Kentleşme ile birlikte tarımdan kopan nüfus artarken Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre 2012 yılında 1 milyon 56 bin olan aktif sigortalı çiftçi sayısı bugün 460 bine geriledi.
Tarımda zorluklara rağmen üretime devam çiftçi ise artan maliyetler, düşen kazançlar, kuraklık tehlikesi, yanlış ithalat politikaları, yetersiz destekleme, düşük alım fiyatları gibi birçok zorlukla karşı karşıya. Tarımda üretim maliyetlerini gösteren Tarım ÜFE 2023’ü yüzde 67 ile kapatırken gıda enflasyonu da 2023 yüzde 72 ile kapandı.
Cumhuriyet’ten Ali Can Polat’ın haberine göre, çiftçilerin bankalara olan borcu bir yılda yüzde 64.7, son 20 yılda 122 kat artarak 651.6 milyar liraya yükseldi. Türkiye’de ipotekli tarım alanı 42.3 milyon dekara ulaştı. 2 milyon 230 bin çiftçinin ise tapusu üzerine ipotek konuldu.
Sayı bile belli değil
Çiftçi örgütleri Dünya Çiftçiler Günü’nde mevcut durumlarını ve taleplerini aktardı. SGK verilerinin yanı sıra Türkiye’deki çiftçilerin yarısının kayıtsız ve desteksiz olduğunu hatırlatan Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ne bağlı çiftçi sayısı 5.5 milyonken Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 2.1 milyon çiftçi var. Bu, ülkedeki çiftçilerin yarısının kayıtlı olmadığını, destek alamadığını gösteriyor. Bunun yanı sıra her kurumda ayrı bir sayı çıkıyor. Bir ülkede ne kadar çiftçi olduğu net olarak bilinmiyorken üretim nasıl planlanacak?” dedi.
Faiz düzenlemesi şart
Mevcut koşullarda çiftçinin en büyük talebinin üretimi devam ettirebilmek olduğunu söyleyen Suiçmez, “Bunun için de önünü görebilmesi, üretim maliyetlerinin düşürülmesi, başta mazot ve gübre olmak üzere girdi maliyetlerinde somut destekleme verilmesi, toplam destek bütçesinin artırılması ve desteklerin önceden verilmesi gerekiyor. Küçük üreticilerin banka ve şahıslara toplam borcu 850 milyar TL’yi aştı. Mevcut faizlerle bu borç üreticiye büyük yük getiriyor. Çiftçi lehine bir faiz düzenlemesi şart” diye konuştu.
Bütün zorlukları göze alıp üretime devam eden çiftçinin de düşük alım fiyatları ile cezalandırıldığını söyleyen Suiçmez şunları söyledi:
“Bizim hesaplarımıza göre buğdayda 11 lira maliyet var, çiftçi kârıyla 15 liralık bir alım fiyatı beklyoruz. Çayın maliyeti 21 liraydı 25 lira beklentimiz vardı maalesef 19 lira açıklandı. Çiftçi ürettiği üründen kâr etmeyi ve çocuklarının da üretime devam etsini istiyor.”