Birleşik Metal-İş üyesi Arıtaş Kriyojenik işçileri, Cumhurbaşkanlığının grev yasağına rağmen bu sabah greve çıktı.
Arıtaş işçileri grev alanında, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “gev haktır yasaklanamaz” sloganları attı.
“Grev hakkını, 1963 yılında Kavel greviyle aldık”
Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar, grev alanında yaptığı açıklamada, “Biz metal işçileriyiz! Türkiye’de 1963 yılında Kavel greviyle “grev hakkını” ve toplu iş sözleşme hakkını çalışma yaşamına, Türkiye işçi sınıfına kazandıran metal işçilerinin sendikasıyız. Biz bu hakkı kazandık, bu ülkede hiç kimse grev hakkımızı ve ekmeğimizi biz metal işçilerinin elinden alamaz!” dedi.
Atar, “Daha önceki dönemlerde de çok iyi bir yaşamımızın olmadığını hepimiz biliyoruz. Ama son iki üç yıl içerisinde bu yüksek enflasyon, alım gücümüzün şiddetli olarak düşmesi ve hayat pahalılığı çerçevesinde bizim yaşamamız tarihsel olarak en zor dönemlerden geçiyor. Sadece biz değil milyonlarca emekçi. Gelir dağılımındaki en adaletsiz dönemi yaşıyoruz. Aylık kazancımızla neredeyse ev kiramızı ödeyemeyecek duruma geldik. Bunun sorumlusu bizler değiliz. Biz üretiyoruz, çalışıyoruz, alın teri döküyoruz biz kazandırıyoruz sermayeye ve bu ülkeyi yönetenlere, yerli ve yabancı sermayeye ama kaybeden biz oluyoruz. Biz kaybederken onlar kazanıyor. 2016’dan 2023’e gelindiğinde bizim milli gelirden aldığımız pay yüzde 36’dan yüzde 26’lık seviyeye düştü. Neredeyse üçte bir oranında. Milyonlarca emekçi yoksullukla karşı karşıya kaldı. Şimdi biz toplu iş sözleşmesiyle ve verdiğimiz mücadele ile bu olumsuz koşullar altında yaşamımızı bir parça olsun iyileştirmeye, soluk almaya ve evde çocuklarımıza götüreceğimiz ekmeği bir parça büyütmeye çalışıyoruz. Çok şey istemiyoruz. Biz bu fabrikaların anahtarlarını, tapularını onlardan istemedik sadece döktüğümüz alın terinin karşılığını istedik. Onun karşılığında da bize reva görüleni hep beraber yaşıyoruz” sözleriyle işçi sınıfının durumunu ifade etti.
Uluslararası dayanışma
Dünya genelinde 169 ülkeden 191 milyon işçiyi temsil eden Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) Genel Sekreteri Luc Triangle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a bir mektup yazarak, metal işçilerinin grevinin ertelenmesi nedeniyle duydukları endişeyi dile getirdi; “Grev hakkını koruma yönünde bir irade göstermenizi bekliyoruz” dedi.
Mektup şu şekilde:
“Sayın Bakan,
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) olarak, işçi haklarının korunması ve sendikal özgürlüklerin savunulması konusundaki kararlılığımızı ifade ederek, Türkiye’de metal işkolunda devam eden grevle ilgili kaygılarımızı dile getirmek amacıyla size yazıyoruz.
Türkiye’de geçmiş yıllarda yaşanan grev ertelemeleri, işçi haklarının kullanımını ciddi şekilde sınırlandırmış ve grev hakkının kullanımına yönelik güveni zedelemiştir. Geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, metal işkolundaki mevcut grevin de ertelenmesinden dolayı büyük bir kaygı taşıyoruz.
Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri ve diğer uluslararası normlar, grev hakkını işçilerin temel bir demokratik hakkı olarak tanımlamaktadır. Grev hakkının kısıtlanması veya ertelenmesi, yalnızca bu hakkın zayıflamasına neden olmakla kalmayacak, aynı zamanda sosyal diyalog ve iş barışını da ciddi şekilde zedeleyecektir.
Geçmişte ILO Standartlarının Uygulanması Uzmanlar Komitesi, çeşitli kereler Türkiye’deki grev ertelemelerini eleştirmiş, en son 2023 yılındaki raporunda ise, “Komite, grevlerin kelimenin tam anlamıyla yalnızca temel hizmetlerde, devlet adına yetki kullanan kamu hizmetlileri için veya ağır ulusal kriz durumlarında askıya alınabileceğini” hatırlatarak, hükümetin, 6356 sayılı Kanun’un 63ncü maddesi ve 678 sayılı KHK’nın uygulanmasında yukarıdaki ilkelerin göz önüne alınmasını sağlamasını talep etmiştir.
Türkiye Anayasa Mahkemesi de Birleşik Metal-İş Sendikası’nın 2015 yılında ertelenen kararıyla ilgili verdiği 20/7/2018 tarihli ve 30484 sayılı kararında; “grevin ertelenmesine ilişkin derece mahkemelerinin kararlarında ortaya konan gerekçelerin ilgili ve yeterli olmadığı sonucuna varıldığından Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine” karar vermiş ve 50.000 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetmiştir.
Metal işkolundaki işçilerin haklarını savunma mücadelesi, yalnızca kendi çalışma koşullarını iyileştirmekle kalmayıp, Türkiye’de sendikal özgürlüklerin daha sağlam temeller üzerine inşa edilmesine de katkıda bulunacaktır. Bu süreçte grevin ertelenmesi, işçilerin haklı taleplerinin göz ardı edilmesi olarak algılanacaktır.
Bakanlığınızın bu süreçte grev hakkını koruma yönünde bir irade göstermesi ve taraflar arasında yapıcı bir diyalog ortamı oluşturulmasını teşvik etmesi, Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleri ve demokratik değerlerine olan bağlılığının bir göstergesi olacaktır.
ITUC olarak, grev hakkının tam anlamıyla korunmasını talep ediyoruz. Bu yöndeki bir adım, Türkiye’nin çalışma yaşamında uzlaşı ve adaletin tesisi açısından büyük önem taşıyacaktır.
Saygılarımızla,”