Türkiye’nin 81 ilinde eğitim emekçileri, eğitimde yaşanan şiddete karşı iş bıraktı.
Eğitim emekçileri, okul müdürü İbrahim Oktugan’ın öğrencisi tarafından öldürülmesine tepkilerini göstermek için bugün (10 Mayıs) iş bıraktı.
Eğitim İş, Eğitim Sen, Türk Eğitim Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Anadolu Eğitim Sen, Eğitim Gücü Sen, TÖB-Sen, dün tüm eğitim emekçilerine iş bırakma çağrısı yaptı.
Eğitim emekçilerine yönelik artan şiddete tepki göstermek isteyen öğretmenler, iş bırakma çağrısına uyarak 1 günlük greve gitti. Protesto kararından sonra dün (9 Mayıs) öğretmenler ilk derslere girmedi.
İstanbul’daki öğretmenler Beyazıt Meydanı’nda eylem gerçekleştirirken, Ankara’daki öğretmenler Meclis önüne, İzmir’de de Konak Meydanı’ndan SGK İl Müdürlüğü önüne yürüyüş düzenledi.
Eylemlerde, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, “Okullara ölmek istemiyoruz” sloganları atıldı.
Öğretmenler tarafından eylem yapılacağının açıklanması üzerine veliler çocuklarını okullara göndermedi.
Şiddete karşı grev
İstanbul’da sendikalar adına ortak açıklamada “Evde, sokakta, okulda ve hayatın her alanında görülen şiddet, adeta gündelik hayatın bir parçasına dönüştü. Maalesef son zamanlarda okullarımız da bu şiddet atmosferi içerisinde darp, taciz, mobbing, yaralama ve öldürme olayları şeklindeki zincirleme trajedinin bir parçası olabiliyor. Oysa eğitim sistemlerinde öğretmenler, toplumda şiddet olaylarının önlenmesinde kritik bir görev ve misyona sahiplerken, ülkemizde uygulanan yanlış eğitim politikalarıyla eğitimin edilgen bir öğesine indirgenmiş ve şiddet ortamının bir mağduru hâline getirilmişlerdir. Bu vahim durum; öğrenci ve veliler nezdinde öğretmenleri eğitim sisteminin tüm sorunlarının kaynağı olarak gösteren, MEB destekli şikayet mekanizmaları ile itibarsızlaştıran ve eğitim sistemindeki nitelik kaybıyla öğretmenlik mesleğini değersizleştiren bir sürecin sonucunda oluşmuştur.
Bu süreç sonucunda eğitim çalışanlarına karşı artan şiddet, tüm eğitim sistemini etkilemekte, başta öğretmenlerimiz olmak üzere tüm eğitim çalışanları korku ve her türlü güvensizlik duygusuyla baş başa bırakılmaktadır. Bu korku ve güvensizlik duygusunun en önemli nedenlerinin başında eğitim emekçilerine yönelik her türlü baskı, tehdit ve şiddet uygulayan kişilerin cezasızlık politikaları ile korunmaları gelmektedir. Çünkü bu cezasızlık politikaları şiddet suçu işleyen problemli kişilikleri cesaretlendirmektedir” denildi.