Milyonlarca emeklinin ayda sadece on bin lirayla geçinmeye zorlandığı; On altı milyon emeklinin büyük çoğunluğunun yoksulluk sınırının altında yaşadığı; Bıçağın kemiğe dayandığı koşullarda emekliler ve EYT’liler insanca yaşama talebiyle eylemlerine devam ediyor.
TÜED Türkiye Emekliler Derneği, 2021 Tüm Emekliler Sendikası ve EYT Emeklilikte Yaşa Takılanlar Derneği Mersin şubeleri Akdeniz İlçesi Özgür Çocuk Parkında ortak açıklama yaptılar. Emekliler adına açıklamayı okuyan Hüseyin Kurt söze, ”Rusya’nın başkenti Moskova’da bir konser salonuna düzenlenen terör saldırısında şu ana kadar 133 kişinin öldüğü, onlarca kişinin yaralandığı bildiriliyor. Dünya halklarının düşmanı ABD/NATO teşviki ve yönlendirmesiyle yapılan terör saldırısını şiddetle kınıyoruz. Rusya/Moskova’da konser salonuna giden sivil halka yapılan bu saldırı ile Filistin’de Gazze’de sivil halka soykırım uygulayanlar aynı merkezden yönetiliyorlar. Aynı merkez Türkiye, Suriye, Irak, Yemen, Lübnan halklarını da terör saldırılarıyla teslim almaya, diz çökertmeye çalışıyor. Emperyalizmin zulmü işe yaramayacak, yaptıklarının hesabını ödeyecekler. Halklar kardeşçe yaşamanın ve dayanışmanın yolunu bulacaktır. Öldürülenlerin ailelerine baş sağlığı, yaralılara şifa diliyor, acılarını paylaşıyoruz.” diyerek başladı.
“İktidara oy yok”
Kurt, ”Yeni bir döneme giriyoruz, 31 Mart 2024 tarihinde yerel seçimler yapılacak. Çok umutlar, çok müjdeler verdiler bize, çoğu boş ve aldatmacaydı. Bankaların kendi aralarındaki rekabette mevduat toplama yöntemi olarak verdikleri promosyonla bile avutmaya kalktılar. Son olarak Temmuz ayına kadar sabretmemizi tavsiye ettiler. Büyük banka ve holding sahibi zenginlere aktardıkları kaynakların bir kısmını bile emeklilere vermediler. İktidar, oylarımızı bu bilinçle kullanacağımızdan emin olabilir. İktidar partisine ve destekçilerine bizden oy yok.” diyerek seçimlerdeki tutumlarını açıkladı.
”Vay benim emeklerim”
Kurt, konuşmasını şöyle sürdürdü, ”Oysaki emekliler iktidardan yeni bir şey istemedi, var olan haklarımıza el uzatmayın, siz iktidara gelmeden önce nasıl yaşıyorsak, hangi olanaklara sahip isek öyle kalalım, dedik.
Defalarca anlattık gene anlatalım: 2002 yılı Aralık ayında asgari ücret 184 TL iken en düşük işçi emeklisi aylığı bunun yüzde 40 fazlası olan 257 TL idi. 2024 yılı en düşük emekli aylığının 2002 düzeyine gelebilmesi için 17002 TL’lik asgari ücretin yüzde 40 fazlası olan 23802 TL olması gerekiyor. Siz kaç lira veriyorsunuz? On bin lira. Nereden hesaplarsak hesaplayalım sefaletin derinliği çırılçıplak ortada duruyor. Emeklilerin ilk önceliği 2002 koşullarına ulaşmaktır. Bunun için 2008 yılında düşürdüğünüz ABO oranları eskisi gibi yüzde 70’e çıkarılmalıdır.
Peki biz emekliler açgözlü insanlar mıyız, oturduğumuz yerde çalışanlardan daha yüksek maaşlar isteyerek onların hakkına mı el uzatıyoruz?
Serbest piyasacı ekonomi yorumcuları, kimisi açıktan, kimisi sinsice böyle bir propagandayı sürekli işliyorlar. Diğer yandan da, ”Üç çalışan bir emekliyi finanse ediyorsa bu sürdürülebilir ekonomidir, bizde bu 1.5 civarında olduğu için anca bu kadar verilebilir, ne yapalım realite böyle.” diyorlar. Böylelikle emekli maaşını hak olmaktan çıkarıp sosyal yardım düzeyine düşürülmesine sessiz kalmamızı istiyorlar. Halbuki bizler; yıllarca düzenli olarak primlerimizi peşin olarak ödedik.”
Emekli ve Emekçi birdir
Çalışanlar bizlerin çocukları ve torunlarıdır diyen Kurt, “Emeklilerle aynı tarafta,aynı saftadırlar. Biz emekliler tüm emekçilerin asgari değil insanca yaşamasını talep ediyoruz. Asgari ücret, işe ilk defa giren deneyimsiz çalışanın kısa süreli, geçici ücretidir. Emekçi en fazla altı ay sonra asgari ücretin üzerinde bir gelire kavuşmalı, her yıl kıdemiyle orantılı olarak refahı ve satın alma gücü yükselmelidir. Kişi çalışma yaşamının sonuna gelip usta bir işçi-emekçi olarak emekli olduğunda asgari ücretin üzerinde bir maaşı elbette ki hak eder. Yani emekliler çalışanların gelirini kıskanmıyor, biz çok alalım onlar az alsın demiyor? Bütün emekçilerin refahının yükseltilmesini savunuyor.” dedi.
Herkese ulaşılabilir konut
Kurt, konut sorununda yaşanan sıkıntıları da değinerek, “Ülkemizin tamamında büyük bir soruna dönmüş olan konut sorunu Mersin’i de ağır şekilde etkiliyor. Üyelerimizin dörtte birinin konutu yok ve bunlar artık maaşlarıyla kiralarını bile ödeyemez durumdalar. Merkezi ve yerel yönetim iş birliğiyle konutsuz üyelerimize gelirlerine uygun ödemeli konutlar sağlansın. Konut sahibi üyelerimizin konutları gelirlerine uygun ödemeli krediyle depreme dayanıklı hâle getirilsin.” sözleriyle ifade etti.
Özelleştirme ihanettir
Kurt, kamu kuruluşlarının özelleştirilmesini eleştirerek, “Ülkemizde Cumhuriyet’in kuruluşundan başlayarak oluşturulan Sümerbank, Etibank, Türk Telekom, Tüpraş, Tedaş, Tekel, Petkim, Şeker fabrikaları, Tank Palet fabrikası özelleştirildi. Özelleştirmenin şampiyonu oldunuz, böyle yaparak dolar milyarderlerini ve milyonerlerini çoğalttınız. Siz zenginleştikçe, semirdikçe, emekçiler fakir oldu, yoksul oldu. Emekliler ısınamaz, doyamaz, barınamaz, seyahat edemez oldu. Faizleri öyle arttırdınız ki artık takla attırdığımız kredi kartlarını da kullanamaz olduk. Daha önce NAS demiştiniz, fakirleştik; Şimdi Rasyonaliteye geçtiniz, fakirleşmeye devam ediyoruz. Bir avuç sermayedarsa zenginliklerine zenginlik katıyor.” dedi.
Çare kamuculuktur
Kurt, açıklamasını, “Halkımızın refahı ve vatanımızın birliği bütünlüğü için, temelleri cumhuriyetle atılan kamucu ekonomi anlayışına dönelim. Sanayi ve tarımı destekleyen, işçiyi emekçiyi önceleyen planlı üreten ekonomi modeline geçelim. Herkesin karnı tok, sırtı pek, başı dik olsun, çocuklarımız ve torunlarımızla birlikte onurumuzla insanca yaşayalım.” ifadeleriyle tamamladı.
Taleplerimiz
1.Emeklilere Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere yılda dört ikramiye verilmeli. İkramiyeler dul ve yetim maaşı alanlara da aldıkları maaş oranı kadar değil, tam ödenmeli.
2.Temel gıda maddeleri ile elektrik, doğal gaz ve akaryakıt fiyatlarına yapılan yüksek oranlı zamlar nedeniyle düşen satın alma gücümüzde meydana gelen kaybın telafisi için, tüm emekli, dul ve yetimlerin kök maaşlarına acilen 12 bin TL seyyanen zam istiyoruz.
3.Emekli aylıklarının toplu iş sözleşme masasında belirlenmesini istiyoruz .Emekli sendikaları statü yasası çıkarılmalıdır.
4.SGK ve İŞKUR yönetimlerine emekliler ve çalışanlar etkin bir şekilde katılsın.Fonlarda söz ve karar hakkı emekçilerindir.
5.Gerçek bir intibak Yasası acilen çıkarılarak, 2000 öncesi ve 2000 sonrası emekliler arasındaki maaş eşitsizliği giderilmelidir.
6.10 Banka, 6 sigorta şirketiyle, TOBB ve ona bağlı odaların çalışanlarının olduğu 17 emekli sandığına bağlı yaklaşık 300 Bin emeklinin yaşadıkları mağduriyetler Yasalar ile giderilmelidir.
7.Emekli maaşlarından kesilen muayene, ilaç vs. tüm sağlık kesintilerine son verilsin.
8.Şehir içi tüm toplu taşıma araçlarından emeklilere ve eşlerine ücretsiz ulaşım hakkı sağlansın.
9.Temel gıda maddeleri ile elektrik, su ve doğal gaz faturaları üzerinden alınan KDV kaldırılsın.
10.Emekli aylıklarının yatırıldığı kamu veya özel bankalar, promosyonları günün koşullarına göre değerlendirmeli. Her yıl aylık artışına göre promosyonları güncellemelidir.
11.Yalnız yaşayan, hasta ve bakıma ihtiyacı olan emekli ve yaşlı yurttaşlar için devlete ait huzurevi sayısı artırılarak, bakım hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır.
12.Sosyal devlette dul ve yetim maaşı en düşük emekli aylığından az olamaz.
13.Çalışan emeklilerden sosyal güvenlik destekleme primi adı altında yüzde 32 lik kesintinin kaldırılmasını talep ediyoruz.
14.Kökten çözülmeyen EYT sorununda, eksik çıkarılan yasa ile 5000 gün Prim ve Kısmi Emeklilik hakları masada bırakılan EYT’lilerin mağduriyetlerinin giderilmesini; Bağ-Kur kapsamı altında, Tescil, Prim Eşitleme ve İhya sorununun çözülmesini; Staj ve Çıraklık başlangıç süresinin, Emeklilik sigorta başlangıç süresinden sayılmasını; 8 Eylül 1999 sonrası çalışma hayatına girenlerin sorunlarını çözmek üzere SGK sisteminin kökten bir reformla yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz.
SEFALETE HAYIR, İNSANCA YAŞAMAK İSTİYORUZ!!!
YAŞASIN EMEKLİLERİN BİRLİĞİ!!!