S-400’e karşılık CAATSA/F-35 rüşveti
Türkiye’nin İsveç’e NATO onayının ardından, ‘ikili ilişkileri yeniden canlandırma’ hedefiyle pazar günü Ankara’ya gelen ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Victoria Nuland, CNN TÜRK’ten Büşra Arslantaş’ın sorularını yanıtladı.
Söyleşide Nuland, Türkiye’nin ABD’den F-16 talebini yorumlayarak, “Türkiye’nin bu jetlere kavuşmasının ABD için bir öncelik olduğu aşikar” dedi.
İsveç kararı ABD’yi mutlu etmiş!
Nuland, “Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliği kararına ilişkin, Türkiye’nin İsveç’e ‘evet’ diyerek bize katılmasını da büyük memnuniyetle karşılıyoruz. İlişkilerimizde en baskın konu bu oldu. Bu nedenle Dışişleri Bakanı Blinken’ın benden yapmamı istediği şeylerden biri de ilişkimizin geri kalan kısmını yeniden canlandırmak ve temmuz ayında Washington’da yapılacak NATO zirvesine hazırlanmak da dahil olmak üzere 2024 yılında yapmamız gereken şeyler hakkında konuşmaya geri dönmekti. Dolayısıyla bu çok önemli ilişkide hep birlikte işimize tam olarak geri dönerken ekonomi, güvenlik ve insan ilişkileri açısından her şeyi planlamak için çok iyimser bir ziyaret oldu” dedi.
‘Türkiye’nin F-16 alması, ABD için önemliymiş!’ Niye acaba?
F-16 konusuna dikkat çeken Nuland, “Büyük bir F-16 filonuz var. Ancak bunu geliştirmek bizim için önemli olacak. 15 günlük süre cuma gecesi başladı. Aslında cumhurbaşkanınız imzayı attığı an oldukça heyecanlıydı. Kurye uçağa bindi, Dışişleri Bakanlığına teslim etti ve biz de bildirimimizi kongreye ilettik. Cuma gününden itibaren 15 gün sonra bu bildirim süresi sona erecek ve ardından uygulamaya geçeceğiz. Öncelikle bu anlaşmanın birkaç parçası var. Bunlar mevcut jetlerin modernizasyonu ve yeni jetlerin satışı. İki parça da önemli. Anladığım kadarıyla modernizasyon derhal başlıyor. Açıkçası yeni jetlerin ne zamana hazır olacağını ezbere bilmiyorum, ancak Türkiye’nin bu jetlere kavuşmasının ABD için bir öncelik olduğu aşikar” diye konuştu.
S-400’e karşılık CAATSA rüşveti
S-400 meselesinin “halledilmesi” gerektiğini vurgulayan Nuland, şunları kaydetti:
“Patriot satışını müzakere etme sürecindeydik ve bu müzakereler devam ederken Türkiye başka bir yöne gitti. Bu yüzden bugün bazı görüşmeler yaptık. Açıkçası bu S-400 meselesini halledebilirsek, ki bunu yapmak istiyoruz. ABD, Türkiye’yi F-35 ailesine geri almaktan memnuniyet duyacaktır. Ama önce bu diğer meseleyi çözmeliyiz ve bunu çözerken aynı zamanda Türkiye’nin güçlü bir hava savunmasına sahip olmasını sağlamalıyız. Uzun yıllardır hem S-400 alımından önce hem de o zamandan beri hava savunmasını güçlendirmeyle ilgili görüşmeyi teklif ediyoruz. Bildiğiniz üzere bu karmaşık bir konu. Bugünlerde herkesin hava savunmasına ihtiyacı var. Bunu dünyanın her yerinde görüyoruz. Ama yine de bu konuyu aşabilirsek, CAATSA meselesi ortadan kalkacak ve F-35 konuşmalarına geri dönebileceğiz.”
Her şey ABD’nin çıkarları için
ABD emperyalizminin temsilcisi Nuland’ın, söyleşide öne çıkardığı vurguları şöyle sıralayalım:
-ABD, İsveç’in NATO katılımında çok mutlu olmuş,
-F-16 alımı, ABD için önemliymiş, oysa uçaklar Türkiye’ye gelecek, niye bu kadar sevindiler anlamadık,
-S-400 giderse CAATSA kalkar, F-35 gelir mi?
Nuland’ın, söyleşi boyunca tüm vurgularını ABD’nin çıkarları üzerine kurgulamış olması dikkat çekici.
Ancak, Nuland’ın bu vurguları, Türkiye’nin ABD emperyalizmi ile kurmaya çalıştığı mandacı/himayeci dış politikasının ne kadar çözümsüz/çıkışsız olduğunun, İsveç’in NATO üyeliğinin onaylamasının ABD’nin Türkiye’den isteyeceği tavizlerin bitmediğinin de kanıtı. Nuland, adeta memleketin anahtarını verin havasında.
Bir daha anımsayalım, daha İsveç onayının mürekkebi kurumadan, ABD Montrö Sözleşmesi’nin değiştirilmesi için açıklamalarda bulunmuştu.
Yani neymiş, mandacılık/himayecilik sömürgeciliğe baş eğmektir, işbirlikçiliğe kılıf uydurmaktır. Bir kez daha anımsayalım, Türkiye ulusal bağımsızlığını ve egemenliğini mandacı/himayeci anlayışı reddederek kazandı.