Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, (İSİG) asgari ücret toplantısının yapılacağı 11 Aralık öncesi bir basın açıklaması yaptı.
Basın açıklaması, “Yoksulluk da bir işçi sağlığı sorunudur” “İnsanca yaşayacak ücretler istiyoruz” talebiyle bugün (9 Aralık) Madenci Anıtı önünde gerçekleşti.
Basın açıklamasına siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri de destek verdi.
Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nden Kansu Yıldırım, “Patronların 10’a 5 çoğunlukta olduğu, işçi kesimi adına sadece en çok üyeye sahip konfederasyonun masaya oturduğu, çoğunlukla hükümet tarafından alınan bir siyasi kararın usulen görüşüldüğü Asgari Ücret Tespit Komisyonu, işçileri ve emekçi halkımızı temsil etmemektedir. Asgari ücret görüşmeleri en büyük toplu pazarlık süreci haline dönüşürken işçi sınıfının bütün hak arama yolları tıkalıdır” dedi. Belediye işçisi Kamil Sağlam ise, “Bizler açlıkla sınanırken, yoksulluğa razı durumuna geldik. Yoksulluğa razıyız ama sabrımızı sınamayın. Yoksulluk sınırının altında çalışmayı reddediyoruz” diye konuştu.
‘Türkiye işçi sınıfı, yemediği bu yemeğin hesabını ödemeyecek’
Asgari ücretin Türkiye’deki milyonlarca işçinin ortalama ücreti haline geldiğine dikkat çeken Yıldırım, işçilerin ezici çoğunluğunu oluşturan özel sektör çalışanlarının yaklaşık yüzde 70’inin asgari ücretle ile yüzde 20’sinin ise buna yakın ücretlerle yaşamını sürdürdüğünü kaydetti.
Yıldırım konuşmasında şu konulara dikkat çekti:
-Esas tartışma asgari ücretin ne kadar artacağı değildir, önemli olan fiili ücretler ve gelir düzeyidir.
-İşçiler ve emekçiler için ücret; sosyal, ekonomik, siyasal ve sağlık boyutlarından oluşan bir işçi sağlığı meselesidir.
-Siyasi kararın usulen görüşüldüğü asgari ücret tespit komisyonu, işçileri ve emekçi halkımızı temsil etmemektedir.
-Sendikalar ve konfederasyonlar asgari ücret görüşmelerini görev savma süreçleri olarak görmekten vazgeçmeli; gerçek bir mücadele programı ve pratiği ortaya koymalıdır.
-Ücretin insanca yaşanacak bir seviyenin altında belirlenmesi; işçilerin ve ailelerin yeterli ve dengeli beslenememesi, sağlıksız koşullarda barınmak zorunda kalması, nitelikli sağlık ve eğitim hizmetlerine ücretsiz erişememesi işçi sağlığı sorunudur.
-Asgari Ücret Tespit Komisyonu, işçileri ve emekçi halkımızı temsil etmemektedir.
-İşçilerin örgütlenme iradesinin, sendikal hak ve özgürlüklerinin üzerindeki yasal ve fiili baskılar kaldırılmalıdır.
-Emek gelirlerindeki artış özgür pazarlık ortamında ve milli gelir artışından pay alarak belirlenmelidir.
-Baskılanmış ve yönlendirilmiş resmi enflasyona göre hesaplamaya son verilmelidir.
Talepler
İSİG’ ini 2024 yılı için asgari ücrete talepleri şu şekilde:
-İşçilerin örgütlenme iradesinin, sendikal hak ve özgürlüklerinin üzerindeki yasal ve fiili baskılar kaldırılmalıdır.
-Emek gelirlerindeki artış özgür pazarlık ortamında ve milli gelir artışından pay alarak belirlenmelidir. Baskılanmış ve yönlendirilmiş resmi enflasyona göre hesaplamaya son verilmelidir.
-Ücretlerin dibe doğru baskılanmaması için emekli aylıkları da dahil olmak üzere tüm ücret düzeylerinin asgari ücret düzeyinde artışı sağlanmalıdır.
-Asgari ücret belirlenirken TÜİK’in makyajlı ve şeffaf olmayan enflasyon verileri değil, işçilerin kiralarda, sokakta, markette, pazarda karşılaştığı gerçek enflasyon dikkate alınmalıdır.
-Asgari Ücret Tespit Komisyonunun anti-demokratik yapısı değiştirilmeli, uyuşmazlık durumunda grev başta olmak üzere sendikal hak arama yolları açık tutulmalıdır.
“Tüm emekçileri, sağlıklı ve güvenli işyerleri, insan onuruna yakışan ücretler, emeği hakkında söz söyleme iradesi göstermek için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”