Tekstilde Mısır’a yöneliş de sömürü de artarak devam ediyor. 67 sente kadar düşen saatlik ücretle çalıştırılan işçiler sendikasız. Türkiye’de sendikalara kapıları kapatan patronlar, Mısır’da da aynı karanlık düzeni sürdürüyor.
İşçilerin insan onuruna yaraşır çalışma ve ücret koşulları mücadelesi gibi işveren oyunları da sınır tanımıyor. Tekstil sektörünün kitlesel kaçışı gözleri Mısır’da emeğin durumuna çevirdi. BirGün’ün gündeme getirdiği dev şirketlerin Türkiye’den Mısır’a kaçışında isimler ve yüzler değişirken sermayedarların yarattığı koşullar aynı.
Ülkede işçiler, saatlik yaklaşık 5 dolara karşılık gelen ücretler elde ediyor ancak bu tutar uzun mesailerle neredeyse sıfıra düşüyor. Şartlar işçiler için tüm sektörlerde aynı. Ucuz emek, beraberinde daha yoğun sömürüyü getiriyor. Kâr hırsı, işgücü maliyetleri bu kadar düşükken dahi patronların işçileri daha uzun mesai saatlerine zorlamasına sebep oluyor. Haftada en az 48 saat çalıştırılan işçilerin cuma tatili hariç izinleri de yok. Sigortaları olmadığı için emeklilik ve yaşlılıkta onurlu bir dinlenme dönemi yaşama hakları da ellerinden alınıyor.
Her yaştan Mısırlı, ömürlerinin neredeyse tamamını sefalet ücretleri ile, haftada 60 saate varan çalışmayla geçiriyor. Üstelik, fazla mesai almayan işçiler için saatlik ücretler 5 doalr değil, yaklaşık 67 dolar sente geriliyor. 100 yaşlıdan 93’ü, 15-29 yaş arası 100 gençten 90’ı 67 sent ile 5 dolar arasındaki bu ücretlere çalışıyor. Tekstil fabrikalarında her 10 banttan 7’sinin başında, sigortası dahi olmayan işçiler çalışıyor. Türkiye’de kölelik koşullarına doymayan şirketler, Mısır’da devlet-sermaye işbirliğiyle yaratılan ucuz emek pazarından paylarını böyle alıyor. Antep Başpınar’da, Denizli’de, Dersim’de, Bursa’da, Aksaray’da, Tokat’ta fabrikalarına sendikaları sokmamak için işçileri ekmeğiyle tehdit eden şirketler, Mısır’da da sendika düşmanlığından bir fırsat gibi faydalanıyor. Ülkede sendika düşmanlığının, fabrikaların içinde olan biteni nasıl karanlıkta bıraktığını Mısır Genel Dokuma ve Tekstil İşçileri Sendikası Başkanı Abdelfattah İbrahim, BirGün’den Melisa Ay’a anlattı.

Abdelfattah İbrahim: “Fabrika kapıları sendikaya kapalı”
Genel olarak, tekstil sektöründeki işçilerin ücretleri, yaşam giderlerini karşılamakta yetersiz kalıyor. Çünkü asgari ücret, işçinin aldığı her şeyi, hatta ulaşım masraflarını da kapsayacak net ücret şeklinde uygulanıyor. Türk yatırımcıların sahip olduğu fabrikalarda çalışan işçilerin karşılaştığı zorluklar arasında düşük ücretler ve sendika temsilinin olmaması sayılabilir. Mısır’da tekstil sektöründe kayıtdışı istihdam çok yaygın. Çoğu şirket çalışanların her birine sigorta yapmıyor. Sigortalandıkları durumda da işçiler gerçek ücretleri üzerinden sigortalı gösterilmiyor.
Devlet sahipliğindeki şirketlerde sendikalar bir dereceye kadar etkin rol oynayabiliyor ancak sektörde işverenlerin sendika düşmanlığı var. İşverenlerin sendikalaşmaya izin vermemesi nedeniyle sendikalar tamamen etkisiz kalıyor. İşverenler sendikalara erişimi kısıtlıyor, sendikaya üye olmaya çalışanlara karşı keyfi önlemler alıyorlar. Bu yüzden sektörde işçiler sendikaya hiç erişemiyor. Türk sermayeli fabrikalarda da aynı sendika düşmanlığı var. Bu yüzden burada çalışan işçilerin karşılaştığı sorunları çoğu zaman tespit edemiyoruz, çünkü sendikalar fabrikalara giremiyor.
Bize göre Türkler, Türkiye’deki yüksek enflasyon oranı nedeniyle Mısır’a yatırım yapıyor. Türkiye’de asgari ücretin işverene maliyeti 800 dolara ulaşırken Mısır’da bu rakam yaklaşık 160 dolar. Ayrıca, sektör büyük bir işgücü gerektiriyor ve anladığımız kadarıyla Türkiye’de bu işgücü kolayca bulunamıyor. Biz de umuyoruz ki bu şirketleri ziyaret etmemize izin verilir, böylece çalışanların karşılaştığı sorunları öğrenebilir ve onların çıkarlarını ve haklarını temsil eden sendikalar kurabiliriz.




















































