Mersin halkı, köy emekçilerinin anlamlı dayanışma etkinliği imeceyi halkın sorunlarını dile getirmek için yaşama geçirdi.
Mersin’de 8 demokratik kitle örgütünün bir araya gelmesiyle oluşturulan İMECE grubu, iktidarın artan ekonomik ve siyasi baskılarına karşı ses yükseltti. Coşkulu yurttaşlar artan yoksulluğa, hukukun seçilmiş yöneticilere karşı baskı aracına dönüştürülmesine, yurtsever teğmenlerin ve sıralı komutanlarının ihraç edilmesine karşı tepkilerini sloganlarla, marşlarla, şiirlerle dile getirdiler.
Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Eğitim İş Sendikası, Genel Sağlık İş Sendikası, 29 Ekim Kadınları Derneği, Sosyal Demokrasi Derneği, 2021 Tüm Emekliler Sendikası ve Yeni Nesil Köy Enstitülüler Derneğinin oluşturduğu İMECE grubu “Zulmün Artsın ki Gidişin Tez Ola” başlıklı bir basın açıklaması düzenledi.
Kurumlar adına basın açıklamasını 2021 Tüm Emekli Sen Başkanı Hüseyin Kurt okudu.
Zulmün artsın ki gidişin tez ola
”Yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü hak ve özgürlüklerin güvencesidir. Demokrasiler, siyasal iktidarla aynı doğrultuda düşünmeyen, iktidara muhalefet edenlerin hak ve özgürlüklerinin hukuk devletinin güvencesinde olduğu yönetim şekilleridir.” diyerek açıklamasına başlayan Hüseyin Kurt şunları dile getirdi:
“Tarih hızlandı, bir kez daha emekçi halka pranga vurulamayacağını göreceğiz. Emekçi halk olarak bu tarihin seyircisi değil yapıcısıyız. Her yeni gün, iktidarın yeni bir zulmüne uyanıyoruz. Seçilmiş yöneticilerimizin görevlerine son veriliyor, yerlerine kayyım atanıyor, haklarında iddianame bile düzenlenmeden tutuklu olarak hapiste tutuluyorlar. Hukukun en temel ilkesi olan tutuksuz yargılanma göz ardı ediliyor, muhalefetteki siyasi parti başkanı tutuklanıyor. Düşünceyi ifade eden basın emekçileri gözaltı ve tutuklamalarla cezalandırılıyor.
Daha dün, (31 Ocak 2025) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında açılan iki soruşturma için Çağlayan Adliyesindeydi. İktidar, Anayasaya, yasalara ve hukuka aykırı olarak kendisine rakip olabilecekleri yasaklı hâle getirmeye çalışıyor. İktidarın bu girişimi halkın kitlelesel protestosu ve dayanışmasıyla şimdilik püskürtüldü.
Gene dün, (31 Ocak 2025) 30 Ağustos 2024’te düzenlenen Harp Okulu mezuniyet töreni sonrasında “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atarak yemin töreni düzenleyen teğmenlere ve onlardan sorumlu bölük, tabur ve alay komutanlarına yönelik disiplin soruşturmasına ilişkin karar açıklandı.
Kurtuluş Savaşının lideri ve Cumhuriyetin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılık ifade eden geleneksel bir törenin ordudan ihraç nedeni sayılacak derecede en ağır disiplinsizlik suçu sayılması, olsa olsa iktidarın siyasal-ideolojik tercihini ortaya koyar. Kurucu lider Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyete bağlılık suç sayılamaz.
İktidarının ilk dönemlerinde Cumhuriyetin biriktirdiği kamu işletmelerini, fabrikaları, limanları, madenleri, ormanları özelleştirip satarak; uluslararası ve yerli tefecilerden gelen sıcak parayı kullanarak; ülkemizde üretimden kopuk bir yalancı bahar yaşatan iktidar da yolun sonuna geldiğinin farkında. Bu yüzden zulmünü artırıyor.
Buna bağlı olarak: Borç faiz döviz özelleştirme dışında bir ekonomik programı olmayan, kapitalizm ve yarı feodal ortaçağ gericiliğinin temsilcisi iktidar, emekçilere karşı uyguladığı adeta ekonomik soykırımı unutturmak için fetihçilik satmaya çalışıyor. Bir elinde havuç, bir elinde sopa, emperyalist projelere kurban edilecek sahte çözüm süreçleri dayatıyor. Kendi bencil iktidar hesapları için, ulusu, halkı, vatanı etnik, dinsel ve mezhepsel olarak bölecek planlara alet oluyor.
İktidarın diliyle söylersek o kendi fıtratına göre davranıyor. Anayasayı, yasayı, hukuku çiğniyor. Emeklilere, işçilere, çiftçilere, memurlara, işsizlere, evsizlere, çocuklara, gençlere, kadınlara, dullara ve yetimlere sabır tavsiye ediyor. Dolar milyarderlerine ve milyonerlerine ise rant, faiz, vergi iadesi ve ballı teşvikler sunuyor.
Hak Hukuk Adalet
Anayasayı ve hukuku çiğneyenler eninde sonunda hesap verir, Cumhuriyete meydan okuyanlar iflah olmaz. Cumhuriyetin kurucu kadrolarının torunları olarak özgürlük eşitlik kardeşlik idealinden vazgeçmeyiz. Laiklikten geri gidişe izin vermeyiz. Halkçılığın gereği olarak devlet öncülüğünde planlı kalkınmanın, işsizliği yoksulluğu bitirecek üreten kamucu ekonominin ön koşul olduğunu bilir ve bunda ısrar ederiz.
Susma sustukça sıra sana gelecek
Baskı zulüm kaybedecek, Halk Kazanacak
Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diyerek sonlandırdı.