Fiyat değişimi geçen ay yüzde 18 iken Ramazan ayı öncesi yüzde 25 oldu
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ramazan ayı öncesi gıda geçtiğimiz yıla göre bu yılın fiyat değişimlerini değerlendirdi.
“Ramazan ayının yaklaşması ve son dönemde artan gıda enflasyonu sonrası gözler gıda fiyatlarına çevrildi” diyen Bayraktar, “2007 yılından bu yana Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak Ramazan öncesi fırsatçılığa izin verilmemesi için çalışmalar yapıyoruz. Bu Ramazan ayı boyunca da üretici ve market fiyatlarını takip ederek kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz” dedi.
Bayraktar açıklamasında şunları söyledi:
“Geçen yıl ile bu yılın Ramazan ayı öncesindeki fiyatlara baktığımızda, bu yıl markette 38 üründe fiyat artışı oldu, sadece 1 üründe fiyat düşüşü yaşandı.
Markette en fazla fiyat artışı yüzde 195 ile kuru incirde görüldü. Kuru incirdeki fiyat artışını yüzde 171 buçuk ile zeytinyağı, yüzde 149,3 ile kuru kayısı, yüzde 148,2 ile sivri biber izledi. Markette fiyatı düşen tek ürün ise yüzde 11,6 ile kuru soğan oldu.
Geçtiğimiz yılın Ramazan öncesine göre bu sene tüketicilerimiz marketten kuru inciri 2,9 kat, zeytinyağını 2,7 kat, kuru kayısıyı ve sivri biberi 2,5 kat fazlaya alarak tüketmek zorunda kalacaklar.
Geçen yıl ile bu yılın Ramazan ayı öncesine göre üreticide 27 üründe fiyat artışı, 4 üründe fiyat düşüşü görüldü. Üreticide en fazla fiyat düşüşü yüzde 38,2 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 34,8 ile kuru soğan, yüzde 7,3 ile salatalık, yüzde 3,4 ile kabak izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 242,2 ile zeytinyağında yaşandı. Zeytinyağındaki fiyat artışını yüzde 199,1 ile marul, yüzde 186 ile elma, yüzde 178,3 ile karnabahar izledi.”
Fiyat değişim nedenleri
Bayraktar, ürün fiyat değişimlerinin nedenlerini ise şöyle sıraladı,”Üretici fiyatlarındaki artışın en önemli nedeni girdilerde ve işçilikte görülen artışlardır. Yıllık bazda ortalama olarak mazotta yüzde 103,7, işçilikte yüzde 99,9, yemde yüzde 42,7, ilaçta yüzde 38, gübrede yüzde 29,8 oranlarında görülen artışların yanı sıra lojistik ve depolama maliyetlerindeki artışlar da ürün fiyatlarını artırdı.”
Et fiyatlarında yaşanan artışlar
“Geçmiş dönemde süt fiyatlarının düşük kalması neticesinde anaç hayvanların kesime gitmesinin faturasını bugün hepimiz ödüyoruz. 2023 yılında 1,4 milyar dolarlık canlı hayvan ve et ithalatı yapılırken bu yıl da ithalat hız kesmeden devam ediyor. Et fiyatları ise yapılan yoğun ithalata rağmen artmaya devam ediyor. Et fiyatlarında yaşanan artışların temel nedeni hayvan sayısının azalmasına paralel olarak et arzında yaşanan düşüştür. Bu durum piyasada spekülatif hareketlere de meydan veriyor.
Hayvancılık sektörü bugüne bir anda gelmedi. İstatistikleri incelediğimizde de bunu görüyoruz. Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün son yayınlanan verilerine göre TÜRKVET sistemine kayıtlı büyükbaş hayvancılık işletmeleri 2023 yılı Ağustos ayında 1 milyon 164 bin 469 adetken Kasım ayında 1 milyon 125 bin 667 adede geriledi.
Gençlerimizin zaten tercih etmediği bu işten mevcut üreticilerimizde de çekilmeler devam ediyor. Bu durum hayvansal üretimin sürdürülebilirliğini sekteye uğratıyor ve asıl tehlikede burada başlıyor.
Sürdürülebilir bir hayvansal üretim için önceliğimiz, et ve süt fiyatlarında istikrarlı bir piyasanın oluşmasını sağlamak olmalıdır. Diğer taraftan et fiyatlarında yaşanan artışların bazı kesimlerce daha fazla fırsata çevrilmesine de karşıyız. Özellikle Ramazan ayında marketlerde halkı et tüketmekten mahrum edecek fiyat artışlarına karşı denetimler daha fazla artırılmalıdır.”
Bazı gıda ürünlerinin marketlerdeki fiyat değişimi
“Yüksek maliyetle yetiştirilen ürünlerin marketlerde çok farklı fiyatlara satılması, artan enflasyonla birlikte tüketicinin alım gücünü iyice azaltıyor. Tüketicilerimiz, özellikle de emekliler hangi ürün hangi markette daha düşük fiyata satılıyor arayışına girdi. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar nedeniyle ürün fiyatları marketlerde çok sık değişiyor. Maliyetler sebep gösterilerek marketler arası aynı marka ürünler ve et ürünleri farklı fiyatlara satılıyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak 4 farklı marketten ve bir marketin online sitesinden, temel tüketim malzemeleri içinden seçilen 8 gıda ürününün aynı marka ve miktardaki fiyat değişimlerine yönelik çalışma yaptık. Yaptığımız çalışma sonucunda ürünlerin belirli markalar tarafından paketlenmiş fiyatı marketten markete oldukça değişkenlik gösterdiği görüldü.
Et ve süt ürünlerinde, yüzde 69 buçuk ile yüzde 5,6’ya varan oranlarda değişimler olduğu tespit edildi.
Tüm zorluklara karşın üretimine devam eden üreticilerimizin ürettiği ürünlerin marketlerdeki fiyat farkının yüzde 69 buçuklara kadar çıkması kabul edilebilir değildir. Artan enflasyon nedeniyle bu fiyatlar tüketicilerimizi de her geçen gün zorluyor.
Geçtiğimiz ay farklı bitkisel ürünlerdeki market fiyatlarının değişimi yüzde 18 iken, Ramazan ayı öncesi yaptığımız çalışmada bu oranın yüzde 25’e kadar yükseldiğini görüyoruz.”
“Gıda ürünlerinde tavan fiyat uygulaması bir an önce hayata geçirilmelidir”
“Enflasyon son iki yıldır ülkemizin en önemli gündem maddesidir. En çok tartışılan konuların başında da markette gıda ürünlerinde yaşanan aşırı fiyat artışları geliyor. Bazı satıcılar enflasyon kalkanının arkasına saklanarak, maliyetleri de bahane ederek fiyatları sürekli artırıyor. Bu durum enflasyonda artış eğilimini devam ettiriyor.
Tüketicileri kandırarak aynı fiyata gramaj düşürme hileleri, aynı ürünün farklı marketlerde çok farklı fiyatlara satılması, aynı fiyata daha kalitesiz ürün satılması, yanıltıcı isimler ile farklı ürünlerin tüketiciye satılması fırsatçılık enflasyonunun en önemli nedenleri arasındadır.
Piyasadaki fiyatların kontrol altına alınması ve tüketicilerin artan fiyatlar karşısında korunması adına gıda ürünlerinde tavan fiyat uygulaması bir an önce hayata geçirilmelidir.”