Kadınlar “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” için bugün (26 Kasım) Kadıköy’de yürüdü.
Kadıköy Süreyya Operası önünde toplanan kadınlar Beşiktaş iskelesine kadar yürüdüler. Yürüyüş sırasında “Kadınlar işe, çocuklar kreşe”, “Filistin halkı yalnız değildir”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “Eşit işe eşit ücret” sloganları atıldı.
İKD, Eşitlikçi Kadın, Kadınlar Direnişte ve Kadın Meclisleri ortak eylem düzenledi.
Konuşmalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasını onaylayan sözlerine tepki gösterildi. Kurumlar adına konuşmalar ile eyleme devam edildi.
‘Kadınların eşitik ve özgürlük mücadelesi cumhuriyeti savunmaktır’
İlerici Kadınlar İKD adına Nöber Özyürekoğlu yaptığı konuşmaya “Bugün de bir aradayız, varlık mücadelemiz için bir aradayız, özgürlük mücadelemiz için bir aradayız, kadınların kurtuluşu için bir aradayız, toplumun kurtuluş için bir aradayız. Yaşasın örgütlü mücadelemiz” sözleriyle başladı.
“Cumhuriyetimizin 100. yılındayız. Cumhuriyet Devrimi halkımızın binbir güçlükle verdiği mücadelenin ürünüdür. Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi cumhuriyeti savunmaktır, bağımsızlığımızı savunmaktır, laikliği savunmaktır, sosyal hukuk devletini savunmaktır. Cumhuriyet emekçi kadınların omuzlarında yükselecektir” ifadeleriyle devam etti.
‘Kamusal alanda varlığımızı sürdüreceğiz’
İKD sözcüsü, “Kadının özgürlüğü eşitliği için bir aradayız, mücadelemizi büyütüyoruz. Biz kadınlar kendimizi var edebilmek için ilk adımımızdan itibaren şiddete maruz kalıyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, evde ailede kamusal yaşamda şiddetin her tonuyla bizleri sindirmeyi amaçlıyor. Gerici, vurguncu, istibdat rejimi, karanlık anlayışıyla kadın sömürüsünü arttırarak varlığını sürdürmek istiyor. Adına sosyal politika dediği sadaka kültürünü yine kadının sırtından gerçekleştiriyor. Kadına evde engelli, yaşlı bakımını sağlaması için verdiği “evde bakım” ücreti ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanının son yaptığı “kadınlar için esnek ve uzaktan çalışma modeli üzerinde çalışıyoruz ” açıklaması ile kadınları sendikasız, sigortasız, düşük ücretlere mecbur ve yedi gün yirmi dört saat evden çıkamaz hale getiriyor” diye açıklamasına devam etti.
‘İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz’
“Gerici, eşitsiz eğitim anlayışına terk ediliyoruz, her geçen gün. Tabii bundan en çok biz kadınlar etkileniyoruz. Ulaşım, beslenme maliyetleri, yüksek kiralar, yetersiz yurt sayıları yetmiyormuş gibi, bir de asansörlerle ölüme terk ediliyoruz. Bütün zorluklarla devam etmeye çalıştığımız eğitim hakkımız elimizden alınmaya çalışılıyor. Herkes için eşit, parasız, bilimsel, toplumcu bir eğitim istiyoruz” diyen Nöber “Her geçen gün (böyle olumsuzlukları sayıyorum ama) şiddet artıyor, kadın cinayetleri, taciz, tecavüz her geçen gün artıyor. Hukuku kadınların değil, tacizcilerin, tecavüzcülerin, katillerin lehine çalıştırmak için uğraşıyorlar. Kadını ve her türlü şiddete maruz kalanları koruyan, destekleyen İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz. 6284’ün kamusal yaşamda hayat bulmasını istiyoruz. Anayasal düzenden vazgeçmiyoruz” dedi.
‘Direnen Filistin halkının yanındayız’
Konuşma, “Savaş şiddetin en acımasız halidir. Kadınların mücadelesi onurlu barış demektir. Kadının özgürlük mücadelesi halkların, Ortadoğu halklarının özgürlük mücadelesinden ayrı düşünülemez. Bugün ABD emperyalizmi gittikçe saldırganlaşıyor. Emperyalist savaş Ukrayna’da, Filistin’de devam ediyor. Onbinlerce insan öldü, yüzbinlerce insan yaralandı. Bütün dünyanın gözü önünde Filistin’de ABD işbirlikçisi İsrail siyonizmi insani, hukuki bütün değerleri hiçe sayarak insanların, okulların, hastanelerin üzerine bombalar yağdırıyor. Direnen Filistin halkının yanındayız. Bir defa daha haykırıyoruz, “Yaşasın Filistin dayanışması”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”. Kadının özgürleşmesi demek karanlık iktidarın, kapitalizmin, emperyalizmin daha ilk başından alaşağı edilmesi demektir. Emekçi kadınların daha çok söz sahibi olmasını istiyoruz. Emek mücadelesini bütün emekçi kardeşlerimizle büyüteceğiz, Bunu için var gücümüzle mücadeleye devam ediyoruz” sözleriyle tamamlandı.