2021 Tüm Emekli Sen Genel Başkanı Salman Hürkardeş, yaklaşan Kurban Bayramı öncesi gazetemize yazılı bir açıklama gönderdi.
Hürkardeş, açıklamasında AKP-MHP iktidarının halktan kopuk açıklamalarını eleştirdi.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi’nin televizyonlarda yaptığı asgari ücret açıklamasında kullandığı ”Evet on beş bin liralık emekli maaşı düşük, 22 bin liralık asgari ücret düşük. İstesek bunu para basarak yüz bin lira yaparız, ama o zaman enflasyon azar. Maaşları ücretleri bu kadar artırırsak beş bin liralık kira on beş bin liraya çıkar.” sözlerine tepki gösteren Hürkardeş, “Kendileri ve çevreleri o kadar zenginleşmişler, servete boğulmuşlar ki kiraların beş bin lira olduğunu zannediyor. Bilmiyor ki en ücra yerde bile maaşlar kiraya yetmiyor.” dedi.

Bayram gelmiş neyime
Önümüz bayram, çoluk çocuk torun yeğen, dost akraba hep bir araya geldiğimiz eski bayramları özledik. 23 yıllık iktidar, bile isteye, taammüden bize bir bayramı bile çok gördü, hak edilmiş maaşlarımızı kuşa çevirdi, sadaka düzeyine indirdiği emekli ikramiyesini üç binden sadece dört bine çıkardı. Üstelik, ”Daha ne olsun” diyerek bin liralık artış için teşekkür bekledi. Biliyoruz ki yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. Emekli emekçi işçi memur öğrenci çiftçi dul yetim yoksullukla sınanırken; yap işlet devretçiler, paradan para kazananlar, yerli ve uluslararası tefeciler ülkemizin kaymağını tüketiyor.
“Halkoyu iradesiyle tarihin müzesine iade edeceğiz”
”Bayram gelmiş neyime” demeyeceğiz; bayramlarımızı ağız tadıyla dost sıcaklığıyla yeniden yaşamak için, holdinglerin, dolar milyarderlerinin ve rantiyenin dostu iktidarı halkoyu iradesiyle tarihin müzesine iade edeceğiz.
Niçin böyle yapacağız?
Çünkü, ülkemizde üretilen her mal ve hizmet bu ülkenin tüm emekçilerinin alın teridir, kafa ve kol gücüdür, beyninin ışığıdır. Toplumsal refahtan en büyük payı bu emekçiler almalıdır.
Halktan kopmuş bunlar
AKP, yerli ve yabancı tekellere, dolar milyarderlerine büyük bir taahhütte bulunarak iktidara gelmişti. Neydi bu taahhüt? Sınırsız özelleştirme, borç faiz döviz ekonomisi. Bunu da hakkıyla yerine getirdiler, Cumhuriyetin tüm birikimlerini elden çıkardılar. Devlete ait Sümerbank, Türk Telekom, Tüpraş, Tedaş, Tekel, Petkim, Seka, Tank Palet, Etibank, Şeker fabrikaları, limanlar, otoyollar elden çıkarıldı, yerli ve yabancı tekellere, yandaşlara peşkeş çekildi. En son daha iki gün önce kamunun malı Çayırhan Termik Santralini de Ankara’ya kadar yürüyen emekçilerin iradesini yok sayarak sattılar. Emekçiyi yok sayan bir iktidar iş başında kalmamalıdır.

Nihat Zeybekçi
Nihat Zeybekçi; bu kişi AKP iktidarında yıllarca bakanlıklar yapmış tecrübeli birisi. Televizyon programcısı Armağan Çağlayan’a üç gün önce konuk oldu. Programda bir yerde diyor ki: ”Evet on beş bin liralık emekli maaşı düşük, 22 bin liralık asgari ücret düşük. İstesek bunu para basarak yüz bin lira yaparız, ama o zaman enflasyon azar. Örnek veriyor, diyor ki: maaşları ücretleri bu kadar artırırsak beş bin liralık kira on beş bin liraya çıkar. Bu yüzden talebi kısmak için ücretleri maaşları düşük tutmak zorunda kalıyoruz.”
İşin esası üretimi artırmaktır. Madem ki bunu biliyorsun, niçin kamu mallarını yağmalatıyorsun, köylüyü, tarımcıyı, sanayiciyi, KOBİ’yi hayvan üreticisini üretimden koparıyorsun? Kendileri ve çevreleri o kadar zenginleşmişler, servete boğulmuşlar ki kiraların beş bin lira olduğunu zannediyor. Bilmiyor ki en ücra yerde bile maaşlar kiraya yetmiyor.
Çare kamuculuktur
Halkımızın refahı ve vatanımızın birliği bütünlüğü için, temelleri cumhuriyetle atılan kamucu ekonomi anlayışına dönelim. Sanayi ve tarımı destekleyen, işçiyi emekçiyi önceleyen planlı, üreten ekonomi modeline geçelim. Özelleştirilen kamu kurumları tekrar devletleştirilsin, çocuklarımıza ve torunlarımıza tam istihdam sağlansın.
Herkese, uygun ödemeli depreme ve afete dayanıklı sosyal konutlar inşa edilsin, kimse sokakta kalmasın.
Herkesin karnı tok, sırtı pek, başı dik olsun, çocuklarımız ve torunlarımızla birlikte onurumuzla insanca yaşayalım.
Üretimi bizden devralan çocuklarımızla, torunlarımızla omuz omuza olmak, demokratik laik eşit ve özgür Türkiye’ye ulaşmak için haydi görev başına.
Ekonomik ve insani krizin baş sorumlusu, iç ve dış tekellerin temsilcisi iktidarı demokratik yoldan iş başından uzaklaştırmak için haydi görev başına.
Emperyalizme sömürgeciliğe siyonizme kapitalist sömürüye karşı haydi görev başına.
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz.