DİSK, Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu Mersen grevine destek eylemi gerçekleştirdi.
Kocaeli’de Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Fransa merkezli Mersen Fabrikası’nda Birleşik Metal-İş’e üye işçilerin grevi 125’inci gününü doldurdu.
DİSK ve bağlı sendikaların üyeleri Mersen fabrikası önündeydi.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Mersen metal işçilerine bir konuşma gerçekleştirdi.
Çerkezoğlu konuşmasında, “İstiyorlar ki bu düzen böyle devam etsin. İşte aslında bizim verdiğimiz mücadele esas olarak bu düzeni değiştirme mücadelesidir. Biz çalışıyoruz, üretiyoruz. Üstelik de çok çalışıyoruz, uzun çalışıyoruz ama ürettiğimiz değerden payımızı alamıyoruz. Bütün mesele buradadır. İşsizliğin çözüldüğü bir düzen mümkündür. Emeğin Türkiye’si için mücadeleyi büyütüyoruz” dedi.
Çerkezoğlu konuşmasının devamında şunları ifade etti:
“İstiyorlar ki işçiler, emekçiler örgütlü olmasın”
“Sadece ülkemizin dört bir yanında değil; bütün dünya işçi sınıfının mücadelesini, dayanışmasını bu alanlara taşımak hepimizin sorumluluğu. Türkiye’de öyle bir düzen kurdular ki bu düzenin bütün çarkları zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmak üzere dönüyor. Bu düzenin bütün çarkları işçiden alıp patronlara vermek için dönüyor. İşte bu düzeni devam ettirebilmek için bizi sendikasızlığa, örgütsüzlüğe mahkum etmek istiyorlar. İşte bugün Mersen patronunun yaptığı şey aslında bu düzenin böyle devam etmesini sağlamak içindir. Yani zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzen böyle devam etsin diye arkadaşlarımızın hakkını, hukukunu vermiyorlar. İstiyorlar ki bütün işçiler asgari ücretle çalışsın. İstiyorlar ki bütün memurlar, en düşük memur maaşıyla çalışsın. İstiyorlar ki bütün emekliler, o uydurdukları ucube sistemle, Hazine’den tamamlama yöntemiyle en düşük emekli aylığıyla, 12 bin 500 lirayla hayatını sürdürsün. İstiyorlar ki işçiler, emekçiler örgütlü olmasın, sendikalı olmasın, toplu sözleşme hakkını kullanmasın, grev yapamasın, kadınlar güvencesiz, esnek çalışmayla aynı işi yaptığı erkeklerden çok daha güçlü ücretle çalışsın, evden çalışsın, yarı zamanlı çalışsın. İstiyorlar ki bu düzen böyle devam etsin. İşte aslında bizim verdiğimiz mücadele esas olarak bu düzeni değiştirme mücadelesidir. O nedenle gelirde adalet, vergide adalet diyoruz. O nedenle ülkede adalet ve demokrasi istiyoruz. Onun için demokrasi, işçinin ekmeğidir diyoruz ve onun için demokrasiye sahip çıkıyoruz.
“Hepimizin çalışarak ürettiği ve hakça paylaşıldığı bir ülke mümkün”
“Bugün Türkiye tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyoruz. Yüz yılı geride bıraktığımız Cumhuriyet tarihinde emeğin, emekçilerin, bu ülkenin tüm değerlerini üretenlerin, ürettiğimiz değerden aldığımız pay Cumhuriyet tarihinin en geri düzeyinde. Hepimiz yoksullaşıyoruz. Hepimizin sofrasındaki ekmek küçülüyor ama biz, ülkemiz yoksullaştığı için yoksullaşmıyoruz. Biz çalışıyoruz, üretiyoruz. Üstelik de çok çalışıyoruz, uzun çalışıyoruz ama ürettiğimiz değerden payımızı alamıyoruz. Bütün mesele buradadır. Bu da öyle kendiliğinden, tesadüfen ortaya çıkmış bir şey değildir. Bugün bu yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, gençlerimizin işsizlikle karşı karşıya kalması; bütün bunlar ülkeyi 22 yıldır yöneten siyasi iktidarın tercihlerinin, sınıfsal ve siyasal tercihlerinin sonucudur. Oysa bunun tam tersi mümkündür. Bu ülkede hepimizin çalışarak ürettiği toplam değerin hakça paylaşıldığı bir ülke mümkündür. İşsizlik sorununu çözecek, onların güvencesiz, esnek çalışma manipülasyonlarıyla değil; gerçek anlamda çalışma saatlerinin düşürüldüğü ve böylelikle işsizliğin çözüldüğü bir düzen mümkündür. Üretime dayalı, kalıcı, güvenceli istihdam yaratacak bir politikayla hem işsizliği düşürmek hem enflasyonu düşürmek hem de ürettiğimiz değeri halkça paylaşmak mümkündür. Bu ülkede demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlediği bir düzen mümkündür. Gelirde adaletin sağlandığı, vergide adaletin olduğu bir ülke mümkündür.
“Asla teslim olmayacağız bu düzene”
“Biz diyoruz ki eşitliğin, adaletin, barışın ve kardeşliğin sağlandığı; demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlediği emeğin Türkiyesi için mücadeleyi büyütüyoruz. Yaşadığımız tabloya, bu işsizliğe, yoksulluğa, açlığa, bu enflasyona, hayat pahalılığına asla mahkûm değiliz. Asla teslim olmayacağız bu düzene. O nedenle hep birlikte gelirde adalet, vergide adalet, ülkede adalet için ocak ayında aldığımız ücreti nisanda, mayısta, eylülde de alabilmek için ürettiğimiz değerden hakça payımızı alabilmek için bu mücadelede yeni bir dönemi başlatıyoruz. İki yılı aşkın bir süredir DİSK sokaklarda, alanlarda gelirde adalet, vergide adalet için hep beraber yaptık. İş yerlerinde bildiriler okuduk. İşyerlerinden alanlara, meydanlara sayısız mitingler, eylemler yaptık. İstanbul’dan Ankara’ya yürüdük vergide adalet diye. Gördük ki bu mücadele ve bu talepler bütün toplumda çok büyük bir karşılık buluyor. Bu mücadeleyi büyütmek ve kazanımla sonuçlandırmak bugün hepimizin görevi. O nedenle dün yaptığımız DİSK Yönetim Kurulu toplantısında gelirde adalet, vergide adalet mücadelemizin yeni dönemini başlatmak üzere bir programı oluşturdu yönetim kurulumuz.”
Eylem takvimi
-Ağustos son haftası İşyerleri eylemleri
-Eylül ayını ilk haftası tüm illerde yerel eylemler
-13 Eylül Mersin, Akdeniz ve Çukurova bölge mitingleri
-20 Eylül İzmir, Ege bölge mitingi
-İstanbul, Ankara ve diğer bölge miting tarhleri daha sonra açıklanacak.