İstanbul Çatalca’da Polonez fabrikasında Tekgıda-İş’e üye olmalarının ardından 22 Temmuz’da 13 kişiyle başlayan işten çıkarmalar önceki gün 100’ü aştı.
Ürdünlü şirketin 2021’de satın aldığı Polonez fabrikasında, Anayasada yer alan örgütlenme hakkı hiçe sayılarak, önce sendikalı 13 işçi, sonra ona destek olan 100 işçi işten atıldı.
Polenez işçileri, işten çıkarılan 13 arkadaşları için eylemlerini 19 Temmuz’dan itibaren sürdürüyor. Tek Gıda-İş Sendikası’na üye oldukları ve çıkarılan arkadaşlarını destekledikleri için 24 Temmuz gecesi 100 kadar işçinin iş hakları feshedildi. Bir mesajla işten çıkarılan işçiler, sabah iş yerine geldiklerinde fabrikaya alınmadılar.
Sendikalaşan işçilerin işten çıkarılması üzerine greve çıkan işçiler, dün (25 Temmuz) fabrika önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Fabrika önünde yapılan basın açıklamasında; “Atılan işçiler geri alınsın”, “Ölmek var dönmek yok”, “İşveren şaşırma sabrımızı taşırma”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “Yaşasın onurlu mücadelemiz”, “Açlıktan ölmeyiz biz bu yoldan dönmeyiz”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “Direne direne kazanacağız”, “İş, ekmek yoksa barış da yok” sloganları atıldı.
İşverene eylemli yanıt
Basın açıklamasını Tekgıda-İş Sendikası Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Kemal Köse gerçekleştirdi.
Köse, açıklamasına çıkarılan 13 işçinin ardından, eylemlere destek vermeleri nedeniyle 100 işçinin daha çıkarıldığını belirterek başladı.
Köse: “Trakya Et yöneticilerini, yaptıkları baskıcı uygulamalardan bir an önce vazgeçmeye çağırıyoruz. Çalışanların sendikaya üye olma hakları, gerek Anayasamızın 51. maddesi gerek 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır.
“Sayın Trakya Et yöneticileri, astığım astık, kestiğim kestik mantığıyla bir yere varamazsınız. Çalışanlarınızı, Anayasal hakkını kullandı diye kapının önüne koyamazsınız. Siz işverenler olarak nasıl geleceğinizi ve çıkar menfaatinizi düşünerek TÜSİAD’a, MÜSİAD’a ve ilgili kuruluşlara üye oluyorsanız, çalışan kardeşlerimiz de Anayasadan doğan haklarını kullanarak sendikamıza üye olmuştur. Bizler bağcıyı dövüp üzüm yemek değil, bağdaki üzüm payımızı istiyoruz. Çalışanlarınızın iradesine ve tercihine saygı duyun. Çalışanlarınızın ekmeği ile oynamaktan vazgeçin.
“6 Haziran 2024 tarihinde Türk Sicil Gazetesi’nde yayımlanan açıklamanızda şu ifadeler yer almaktadır: ‘Şirket, Birleşmiş Milletler Küresel Sözleşmesi’ni imzalamış, bu sözleşmeye göre iş dünyası çalışanların sendikalaşma ve toplu müzakere özgürlüğünü desteklemelidir.’
“Peki siz ne yaptınız? 22.07.2024 tarihinde bu fabrikada kıdemleri 17 yıla varan ve şirkete sizden çok emeği olan 13 arkadaşımızı, dün gece de 100’den fazla arkadaşımızı gereksiz ve yersiz sebeplerle sırf sendika üyesi oldukları için kapının önüne koydunuz. Bu arkadaşlarımızın bir an önce işlerine dönmelerini talep ediyoruz. Aksi takdirde, bu mücadele başarıya ulaşana kadar sadece fabrikanızın önünde değil yasal haklarımızı da kullanarak haklı mücadelemizi tüm alanlara taşıyacak ve eylemlerimizi gerçekleştireceğiz.”