2021 Tüm Emekliler Sendikası (2021 TÜM EMEKLİ-SEN), 1 Mayıs İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele, dayanışma günü için bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, “Bizler dünün işçileri, sağlık görevlisi, güvenlik görevlisi, doktor, mühendis, bilişimci, öğretmen, küçük esnaf, köylü, tarımcıydık, yani üreten emekçilerdik. Bugünün emeklileriyiz. 1 Mayıs işçi sınıfının ve emeği ile geçinenlerin, sömürü vurgun ve talan sistemi olan kapitalist sisteme karşı mücadele günüdür. Halkımızın refahı ve vatanımızın birliği bütünlüğü için, temelleri cumhuriyetle atılan kamucu ekonomi anlayışına dönelim. Sanayi ve tarımı destekleyen, işçiyi emekçiyi önceleyen planlı, üreten ekonomi modeline geçelim. Herkesin karnı tok, sırtı pek, başı dik olsun, çocuklarımız ve torunlarımızla birlikte onurumuzla insanca yaşayalım.” denildi.
Birlik, Mücadele ve Dayanışma gününde alanlarda olacağı
1 Mayıs işçi sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma gününü coşkuyla kutluyoruz.
Ülkemizde üretilen her mal ve hizmet bu ülkenin tüm emekçilerinin alın teridir, kafa ve kol gücüdür, beyninin ışığıdır. Toplumsal refahtan en büyük payı bu emekçiler almalıdır.
Bizler dünün işçileri, sağlık görevlisi, güvenlik görevlisi, doktor, mühendis, bilişimci, öğretmen, küçük esnaf, köylü, tarımcıydık, yani üreten emekçilerdik. Bugünün emeklileriyiz.
1 Mayıs işçi sınıfının ve emeği ile geçinenlerin, sömürü vurgun ve talan sistemi olan kapitalist sisteme karşı mücadele günüdür. Kapitalizm emeğin sömürüsünün sürekliliğini sağlamak için başta işçi sınıfı olmak üzere çalışanların dayanışma ve birlikteliğini bozarak örgütlenmelerini engelliyor, bunu yapamadığı zaman da yandaş örgütlülükler kuruyor.
İşçilerin emekçilerin yüzlerce yıl süren ve büyük bedeller ödeyerek elde ettiği demokratik kazanımlarının korunması ve geliştirilmesi bugün düne göre çok daha önemli. Kapitalist emperyalist sistem tüm dünyada çalışanların ve emeklilerin haklarına saldırıyor.
Örneğin geçen yıl Fransa’da çalışanların sokağa taşan büyük öfkesine rağmen emeklilik yaşı yükseltildi. Artık, daha önce kullanışlı buldukları sarı sendikalara dahi katlanamıyorlar.
Ülkemizde de sendikal örgütlülüğün önünde binbir engel var. Kamu iş yerleri dahil olmak üzere işçilerin sadece yüzde 8’i sendikalı. İktidar özel sektördeki sendikalaşmayı düşük tutabilmek için kamu gücünü patronlardan yana kullanmaktan geri kalmıyor.
İktidarın uyguladığı ekonomik politikalar sonucunda asgari ücret hem ortalama ücrete dönüştü hem de açlık sınırının da altına indirildi.
Emeklilerin büyük çoğunluğunun aylığı ise zaten yetersiz olan asgari ücretin de gerisinde. İktidar, uyguladığı ekonomik politikalarla çalışanları da emeklileri de yoksullukta eşitledi.
İktidar, emeklilerin ABO Aylık Bağlama Oranını bir muz cumhuriyetinde bile olamayacak bir düzeye, yüzde 35’lere kadar düşürdü ve emekli aylıklarına milli gelir artışı eklemeye son verdi.
Bununla da yetinmeyen tek kişi iktidarı, TÜİK’e müdahale ederek, gerçek enflasyon yerine sahte, düşük enflasyon oranları açıklattı, aylıklarımız hak ettiğimiz artışlara ulaşmadı. İktidar, satın alma gücümüzü sürekli düşürerek bizleri çocuklarımızın eline bakmak veya ilerlemiş yaşımızda tekrar çalışmak zorunda bıraktı.
Huzur içinde geçirmemiz gereken emeklilik yaşamımız yazın sıcağında, kışın soğuğunda dermanı iyice azalmış dizlerimize rağmen kuyruklarda, sıralarda geçiyor.
22 Yıllık AKP iktidarı bize sefaleti layık gören politikalarına karşı örgütlü olarak mücadele edemeyelim diye iktidara geldiği 2002 yılından itibaren yargı üzerinde baskı kurarak sendikal örgütlülüğümüze saldırdı. AKP iktidarı kendisinden önceki iktidarların aksine sendika hakkında açtığı kapatma davalarını ısrarla takip etti. 1995 yılında kurulan ilk sendikamız ve 2017 yılında kurduğumuz ikinci sendikamız yargı eliyle kapatıldı.
İktidar kurduğumuz 3. sendikamızı da kapattırmak için yargı üzerindeki tüm gücünü kullanmaktadır. Bilsinler ki biz sendikamızı kimseden izin alarak kurmuyoruz. İdarenin baskıları karşısında da herhangi bir geri adım atmamız söz konusu dahi olamaz.
Emeklilerin sendika hakkı her türlü tartışmaya kapalıdır. Üzerlerindeki idarenin ağır baskıları karşısında emekli sendikaları hakkında kapatma kararı veren mahkemeler dahi vicdanlarını biraz olsun rahatlatmak için emekliler için doğru örgütlenmenin aslında sendika olduğunu belirterek kapatma kararını veriyorlar.
AKP iktidarının sınıfsal tercihleri sonucunda açlık sınırının da altında bir yaşama mahkûm edildik. Yazın sıcağında, kışın soğuğunda saatlerce ekmek kuyruklarında beklemek zorunda bırakılmamızın, pazara belki fiyatlar biraz düşer diye akşamları gitmemizin, et, süt ve meyve alamaz, torunlarımıza bayram harçlığı veremez hâle getirilmemizin, yani bu asla hak etmediğimiz durumun hesabının bir kısmını 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde sorduk. Daha da sormaya devam edeceğiz.
Ülkemizde Cumhuriyet’in kuruluşundan başlayarak oluşturulan Sümerbank, Etibank, Türk Telekom, Tüpraş, Tedaş, Tekel, Petkim, Şeker fabrikaları, Tank Palet fabrikası özelleştirildi. AKP özelleştirmenin şampiyonu oldu, böyle yaparak dolar milyarderlerini ve milyonerlerini çoğalttı. Onlar zenginleştikçe, semirdikçe, emekçiler fakir oldu, yoksul oldu. Emekliler ısınamaz, doyamaz, barınamaz, seyahat edemez oldu. Faizleri öyle arttırdılar ki ki artık takla attırdığımız kredi kartlarını da kullanamaz olduk.
Daha önce NAS dediler fakirleştik; şimdi rasyonaliteye geçtik diyorlar, fakirleşmeye devam ediyoruz. Bir avuç sermayedarsa zenginliklerine zenginlik katıyor. Ekonomi yönetimini ele geçiren uluslararası tefecilerin çıkarları için emekçileri derin yoksulluğa mahkûm eden işbirlikçi AKP iktidarı, salt tefecilere borç ödemesi garanti altına alınsın diye bizleri düpedüz açlıkla sınamaya kalkıyor. Tam bir sömürgeci mantığıyla “yerel halk” diyerek küçümseyerek efendilik taslıyor.
Halkımızın refahı ve vatanımızın birliği bütünlüğü için, temelleri cumhuriyetle atılan kamucu ekonomi anlayışına dönelim. Sanayi ve tarımı destekleyen, işçiyi emekçiyi önceleyen planlı, üreten ekonomi modeline geçelim. Herkesin karnı tok, sırtı pek, başı dik olsun, çocuklarımız ve torunlarımızla birlikte onurumuzla insanca yaşayalım.
2021 Tüm Emekliler Sendikası olarak bizler dünün işçileri, kamu çalışanları olarak sınıfımızın Birlik, Mücadele ve Dayanışma gününde yine alanlarda olacağız.