Yeni Dünya https://yenidunya.org Yeni Günün Habercisi Wed, 01 May 2024 10:13:08 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yenidunya.org/wp-content/uploads/2022/02/cropped-YD-ikon-512-1-75x75.png Yeni Dünya https://yenidunya.org 32 32 Ücretsiz doğalgaz desteği bitti https://yenidunya.org/yurt/29949/ucretsiz-dogalgaz-destegi-bitti/ Wed, 01 May 2024 10:13:07 +0000 https://yenidunya.org/?p=29949 Nisan 2023’ten bu yana devam eden ücretsiz doğalgaz desteği için sürenin sonuna gelindi. Yaklaşık 20 milyon haneye verilen 25 metreküplük doğalgaz desteğinin sona ermesi ile faturalarda 150 TL’lik aylık destek de sona erecek.
25 metreküp ücretsiz doğalgaz kampanyası 1 Mayıs 2024 tarihinde sona erdi.
Doğalgaz desteğinin sona ermesinin ardından vatandaşlar kullanılan doğalgazın ücretinin tamamını ödemeye başlayacak.
Geçtiğimiz yıl Nisan ayında aylık ortalama 25 metreküpe denk gelen mutfak ve sıcak su tüketimi için gereken doğalgazın bedeli bir yıl boyunca faturalardan düşürülüyordu.

]]>
İstanbul’un nisan enflasyonu belli oldu https://yenidunya.org/yurt/29946/istanbulun-nisan-enflasyonu-belli-oldu/ Wed, 01 May 2024 09:30:06 +0000 https://yenidunya.org/?p=29946 İstanbul’da nisan ayında perakende fiyatlar, aylık yüzde 4,89; yıllık bazda ise yüzde 78,81 oranında arttı. Toptan fiyatlar, aylık yüzde 4,87 yükselirken; yıllık ise yüzde 65,94 oldu.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Nisan 2024 Fiyat İndeksleri’ni açıkladı.
İTO verilerine göre nisan ayında perakende fiyatlar yüzde 4,57 artış gösterdi. Yıllık artış yüzde 62,46 oldu. Toptan fiyatlar nisanda önceki aya göre yüzde 3,14 artış kaydetti. Yıllık artış yüzde 70,58 olarak gerçekleşti. Perakendede fiyat artışı aylık olarak en yüksek giyim harcamalarında gerçekleşti. Giyim sektöründe fiyat bir ayda yüzde 29,04 arttı. Onu yüzde 11,97 ile kültür, eğitim ve eğlence takip etti.
İTO tarafından yapılan açıklamaya göre, 2023 Nisan ayına göre 2024 Nisan ayında yaşanan fiyat değişimlerini gösteren bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı İTO 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksinde yüzde 78,81, Toptan Eşya Fiyatları İndeksinde ise yüzde 65,94 olarak gerçekleşti.

Toptan ve perakende fiyat değişimleri
Nisan 2024’te Perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Giyim Harcamaları grubunda yüzde 23,85, Ev Eşyası Harcamalarında yüzde 5,30, Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamalarında yüzde 4,88, Gıda Harcamalarında yüzde 4,84, Ulaştırma ve Haberleşme Harcamalarında yüzde 2,22, Konut Harcamalarında yüzde 1,45, Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamalarında yüzde 0,88, Diğer Harcamalarda yüzde 0,03 artış izlendi.
Nisan 2024’te Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; Mensucat grubunda yüzde 17,93, İnşaat Malzemeleri grubunda yüzde 13,36, Madenler grubunda yüzde 7,27, Kimyevi Maddeler grubunda yüzde 5,40, Gıda Maddeleri grubunda yüzde 3,03, İşlenmemiş Maddeler grubunda yüzde 1,73 ve Yakacak ve Enerji Maddeleri grubunda ise yüzde 0,27 artış izlendi.

]]>
Tarihi kemer, polisten duvar oldu https://yenidunya.org/emek-gundemi/29943/tarihi-kemer-polisten-duvar-oldu/ Wed, 01 May 2024 08:41:04 +0000 https://yenidunya.org/?p=29943 1 Mayıs İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele, Dayanışma günü iktidarın engellemeleriyle kutlanmaya çalışılıyor.
Türkiye’nin bir çok bölgesinde bugün, işçiler, şehir ve köy emekçileri, kadınlar, gençler istibdat yönetimine karşı alanlara çıkıyor.
İşçi sendikalarının ve siyasi partilerin Anayasa Mahkemesi kararına rağmen, Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarına izin çıkmamasına rağmen, kitleler İstanbul Saraçhane Meydanında toplandı.

İstanbul’a abluka
1 Mayıs Taksim kutlamalarına izin vermeyen iktidar, kitlelerin Taksim kararlılığı karşısında İstanbul’u adeta ilan edilmemiş OHAL ile kuşatmaya aldı.
İşine gitmek isteyenler, oteline varmak isteyen turistler saatlerce yollarda yürümek zorunda kaldı.
Taksim Meydanına çıkan tüm sokaklar demir bariyerlerle kapatıldı. Her sokak başına polis barikatları konuldu.
Meydana çıkan cadde ve sokaklarda araç parkına izin verilmezken, Taksim, Şişhane, Kabataş, Mecidiyeköy, Şişli, Saraçhane, Beşiktaş Meydanı ve Dolmabahçe’de otoparklarda bulunan park halindeki araçlar kaldırıldı. Taksim’e çıkan yollardaki tüm çöp konteynerleri kaldırıldı, yollardaki taşlar toplandı.
Karaköy çevresi ve Galata Köprüsü de kapatılırken Saraçhane’ye yapılan polis yığınağı istibdat yönetiminin Gezi Direnişi travmasının halen devam ettiğinin kanıtı gibiydi.
Saraçhane’deki Bozdoğan Su Kemeri önü tümden ‘polis duvarı’, demir bariyerler ve TOMA’lar ile kuşatma altına alındı.

]]>
Üretici ile market fiyat farkı nisanda yüzde 284’ü buldu https://yenidunya.org/yurt/29940/uretici-ile-market-fiyat-farki-nisanda-yuzde-284u-buldu/ Wed, 01 May 2024 08:19:54 +0000 https://yenidunya.org/?p=29940 Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Nisan ayı üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimleri basın açıklamasıyla değerlendirdi.
“Nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 284,3 ile kuru incirde görüldü” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Nisan ayında fiyatı en fazla artan ürün markette kuru soğan, üreticide limon olurken, fiyatı en fazla düşen ürün hem markette hem de üreticide patlıcan oldu.”

Fiyat hareketleri
Bayraktar, nisan ayında fiyat farklarının ise şu şekilde gerçekleştiğini aktardı; “Nisan ayında markette 39 ürünün 22’sinde fiyat artışı, 17’sinde ise fiyat azalışı görüldü. Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 73,8 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 52 ile patates, yüzde 47,9 ile limon, yüzde 23,2 ile tavuk eti ve yüzde 22,9 ile karnabahar takip etti.
Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 51 ile patlıcan oldu. Patlıcandaki fiyat düşüşünü yüzde 50,7 ile sivri biber, yüzde 31,4 ile salatalık, yüzde 19,5 ile yumurta ve yüzde 14,5 ile kabak izledi.”

Üretici fiyat değişimleri
“Nisan ayında üreticide 31 ürünün 8’inde fiyat artışı olurken 14’ünde fiyat düşüşü görüldü. 9 üründe ise fiyat değişimi olmadı.” diyen Bayraktar, üretici fiayt değişimlerini için şunları ifade etti; “Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 60,4 ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat düşüşünü yüzde 58,6 ile sivri biber, yüzde 35,6 ile salatalık, yüzde 34,1 ile karnabahar, yüzde 25,8 ile yumurta ve yüzde 12,5 ile kabak izledi.
Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 114,3 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 68,1 ile yeşil soğan, yüzde 20,1 ile maydanoz, yüzde 13,8 ile dana eti ve yüzde 7,2 ile kuzu eti izledi.”

Girdi fiyatlarında artış sürüyor
Bayraktar girdi fiyatlarındaki değişimleri de şöyle açıkladı; “Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Nisan ayında, Mart ayına göre 20.20.0 gübresi yüzde 1,8, amonyum sülfat gübresi yüzde 1,7 ve DAP gübresi yüzde 1,6 oranında artış gösterdi. Buna karşın ÜRE gübresi yüzde 2,6, amonyum nitrat gübresi ise yüzde 2,2 oranında düştü.
Geçen yılın Nisan ayına göre son bir yılda amonyum sülfat gübresi yüzde 40,2, ÜRE gübresi yüzde 38,7, DAP gübresi yüzde 31,2, amonyum nitrat gübresi yüzde 29,5 ve 20.20.0 gübresi yüzde 26,5 oranında arttı.
Nisan ayında Mart ayına göre süt yemi yüzde 3, besi yemi yüzde 2,7, son bir yılda süt yemi yüzde 49, besi yemi yüzde 47 oranında arttı.
Elektrik fiyatları yıllık olarak yüzde 19,8 oranında artarken tarım ilacı fiyatları yüzde 56,6 oranında arttı.
Nisan ayında mazot fiyatı aylık olarak yüzde 2 oranında düşmesine rağmen girdi fiyatlarında yıllık bazda en fazla artış yüzde 108,8 oranıyla mazotta görüldü.”

]]>
Eğitim-İş’ten imza kampanyası https://yenidunya.org/emek-gundemi/29936/egitim-isten-imza-kampanyasi/ Tue, 30 Apr 2024 13:21:32 +0000 https://yenidunya.org/?p=29936 Eğitim-İş, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kamuoyuna duyurulan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”ne karşı “Laik ve Bilimsel Eğitimi, Atatürk’ü ve Cumhuriyeti Yok Sayan Eğitim Programına Hayır!” başlıklı bir imza kampanyası başlattı.

Kampanya duyurusu şu şekilde:
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”ni Geri Çekin!
Müfredatlar, eğitimin anayasasıdır! Eğitimin gerçek bileşenlerini sürece dahil etmeden, geçmişin değerlendirmesini, ihtiyaç analizini yapmadan, bilimsel tespitleri, pilot uygulaması olmadan böyle bir değişiklik yapılamaz!
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, laik ve bilimsel eğitimi, Atatürk’ü ve Cumhuriyeti yok sayan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” isimli müfredat taslağı, eğitim sistemimizi ideolojik bir bakış açısıyla şekillendirme tehdidi taşımaktadır. Bu taslak, bilimsel ve laik eğitimden uzaklaşarak, ezberci ve dogmatik bir eğitim anlayışını teşvik etmektedir.

Taslağa Neden Karşıyız?
•Bilimsellikten Uzaklaşma: Taslak, modern bilimin temel prensiplerini evrim teorisini yok saymakta, hurafe ve ideolojiye dayalı bir eğitim sistemi oluşturmayı amaçlamaktadır.

Laiklikten Kopma: Taslak, laik eğitim sisteminin temellerini sarsmakta, din ve devlet işlerini birbirine karıştırmakta ve farklı inançlara sahip öğrencileri ayrımcılığa maruz bırakmaktadır.

•Eleştirel Düşünmeyi Köreltme: Taslak, ezberciliği ve tek tip düşünmeyi teşvik etmekte, öğrencilerin eleştirel düşünme ve sorgulama becerilerini geliştirmelerini engellemektedir.

•Eğitimde Nitelik Kaybı: Taslak, nitelikli öğretmen kadrosunun azalmasına ve eğitimde genel bir gerilemeye yol açacaktır.
Eğitim, her bireyin temel hakkıdır ve geleceğimizin teminatıdır. Eğitim sistemimiz, bilimsel, laik ve eleştirel düşünmeyi teşvik eden bir yapıya sahip olmalıdır. Maarif Modeli taslağı, bu temel değerleri tehdit etmektedir.

Bu taslağın geri çekilmesi için hep birlikte sesimizi yükseltelim!
İmzanızla, bu taslağa karşı olduğunuzu ve eğitimde geriye dönüşe hayır dediğinizi gösterin.
Birlikte, daha aydınlık bir gelecek için mücadele edelim!

İmza kampanyasına linkten ulaşılabilir:
https://www.change.org/p/laik-ve-bilimsel-e%C4%9Fitimi-atat%C3%BCrk-%C3%BC-ve-cumhuriyeti-yok-sayan-e%C4%9Fitim-program%C4%B1na-hay%C4%B1r?utm_medium=custom_url&utm_source=share_petition&recruited_by_id=2fd60324-2640-41ba-85c2-38a2ddaad467

]]>
Yoksulluk sınırı 3 asgari ücreti geçti https://yenidunya.org/emek-gundemi/29930/yoksulluk-siniri-3-asgari-ucreti-gecti/ Tue, 30 Apr 2024 13:03:14 +0000 https://yenidunya.org/?p=29930 -Mutfak enflasyonu aylık %5,55 on iki aylık %74,88 yıllık ortalama %77,55 olarak hesaplandı.
-Dört kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 17.725 TL.
-Gıda ile birlikte diğer tüm temel harcamaları için haneye girmesi gereken toplam gelir tutarı (yoksulluk sınırı) ise 57.736 TL.
-Bir kişinin yaşam maliyeti 22.992 TL.
-Asgari ücret yıl ortasına gelmeden açlık sınırının altına düştü!

Türk-İş “Nisan 2024 Açlık ve Yoksulluk Sınırı” raporu açıklandı.
Araştırmanın sonucuna göre;
-Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 17.725,19 TL’ye,
-Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 57.736,78 TL’ye,
-Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 22.991,90 TL’ye yükseldi..

Açlık sınırı asgari ücreti geçti
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 17.725,19 TL, Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 57.736,78 TL
Ele geçen gelir yapılması gereken harcamanın her geçen gün biraz daha gerisinde kalmaktadır. Bu nedenle geçim koşulları gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Yerel seçimlerin ardından mutfak harcamasında gerekli olan birçok ürünün fiyatı artış gösterdi. Sadece yılın ilk dört ayında bile mutfağa gelen ek yük 3.293,31 lira oldu.

Yoksulluk sınırı 3 asgari ücreti geçti

Gıdada asgari harcama her ay artıyor
Türk-İş’in verilerine göre “mutfak enflasyonu” verilerindeki değişim Nisan 2024 itibariyle şu şekilde gerçekleşmiştir:
-Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre % 5,55 oranında gerçekleşti.
-Dört aylık değişim oranı % 22,81 oldu.
-Son on iki ay itibariyle değişim oranı ise % 74,88 olarak hesaplandı.

Yoksulluk sınırı 3 asgari ücreti geçti

Ete ulaşmak hayal, patates-soğan el yakıyor
Türk-İş hesaplamasında temel alınan ve doğrudan piyasadan çarşı-pazar-market dolaşılarak derlenen gıda ürünleri fiyatlardaki değişim, harcama gruplarına göre Nisan 2024 itibariyle şu şekilde oldu:

●Süt, yoğurt, peynir grubunda;
Süt, yoğurt, peynir grubunda; peynir fiyatında artış tespit edilirken, süt fiyatında markalar arası birbirini takip eden fiyat ayarlamaları olmasına rağmen ortalamada fiyat değişmedi. Yoğurt fiyatlarının da geçen ay ile aynı seviyede olduğu tespit edildi.

●Et, tavuk, balık, yumurta, kuru baklagiller, ürünlerinin bulunduğu grupta;
Et fiyatlarındaki artış çalışanların alım gücünü düşürmeye devam ediyor. Zihinsel ve fiziksel gelişim için son derece önemli olan ve insan vücudunun protein ihtiyacını karşılayacak olan et ürünlerinin fiyatları bu ay da artış gösterdi. Dana eti geçen aya göre 52 TL artış göstererek ortalama 523 TL’den, kuzu eti ise ortalama 734 TL’den satılmaktadır. Mevsimi bitmekte olan balık fiyatları artarken yumurta fiyatında düşüş tespit edildi. Tavuk kilogram fiyatı ortalamada 10 TL arttı.
Kuru baklagiller grubunda nohut ve yeşil mercimek fiyatlarında artış, kırmızı mercimek ve kuru fasulye fiyatlarında ise kısmi bir düşüş tespit edildi.

●Taze sebze-meyve grubunda;
Yaş sebze fiyatlarındaki gerileme mutfak harcamasını biraz da olsa rahatlattı. Fakat yaş meyve çeşitliliği tezgâhlarda artarken gözlemlenen fahiş fiyatlar aile bütçesini olumsuz etkilemektedir. Yeri giderek azalan ıspanak, lahana gibi sebzelerin fiyatlarında düşüş gerçekleşirken patates ve soğan fiyatlarında geçen aya göre artış tespit edildi.
Meyve fiyatlarında hesaplamaya dâhil edilmeyen kayısı, nektarin gibi ürünlerin tezgâh etiketleri 200 TL’yi buldu. Çilek, çağla gibi ürünlerin ise geçen aya göre –nispeten- ucuzladığı tespit edildi. Hesaplamada her zaman olduğu gibi gıda harcaması içinde günlük kullanımı yaygın olan mevsim ürünleri esas alındı.
Ortalama sebze kg fiyatı 28,81 TL, ortalama meyve kg fiyatı 46,50 TL oldu. Hesaplamada -bu ay- 21’i sebze ve 5’i meyve olmak üzere toplam 26 üründeki fiyat değişimi dikkate alındı. Ortalama meyve-sebze kg fiyatı 32,21 TL olarak tespit edildi (ana yemekleri tamamlayan maydanoz, kıvırcık gibi salata yeşillikleri bu hesaplamada “Ortalama Meyve-Sebze Fiyatı”na dâhil edilmektedir).

●Ekmek, pirinç, un, makarna, bulgur, irmik gibi ürünlerin bulunduğu grupta;
Ekmek fiyatı değişmedi. Tahıl ürünlerinin bulunduğu bu grupta market ve marka bazlı fiyat ayarlamaları gözlemlenmiş olup değişen fiyatların ortalamayı değiştirmediği tespit edilmiştir.

●Son grup içinde yer alan diğer gıda maddelerinden;
Temel yağ ürünlerinin bulunduğu grupta geçen aya göre zeytinyağı ve tereyağının kilogram fiyatında artış tespit edilmiştir. Ayçiçek yağının kilogram fiyatında ciddi bir değişiklik görülmedi. Bu ay siyah zeytin fiyatında artış yeşil zeytinde ise kısmi bir düşüş gözlemlendi. Yağlı tohumların fiyatında ceviz, fındık, fıstık gibi ürünlerin fiyatı değişmezken ay çekirdeğinin fiyatı arttı. Şeker, bal ve pekmez fiyatları da bu ay artış gösterdi. Bu üç ürün içerisinde en fazla artış geçen ay olduğu gibi bu ayda ortalama fiyatında 11 TL artan pekmez oldu. Baharat ürünlerinde bazı aktarlarda indirim yapılmış olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen ortalama fiyatlar yine artış gösterdi. Tuz fiyatında nispeten bir değişiklik görülmedi. Aynı şekilde çay fiyatında da bir değişiklik tespit edilmedi. Ihlamurun fiyatı düştü. Reçel ve salça fiyatında da kısmi bir düşüş meydana geldi.

]]>
Emekliler 1 Mayıs’ta alanlara çağırıyor! https://yenidunya.org/emek-gundemi/29923/emekliler-1-mayista-alanlara-cagiriyor/ Sun, 28 Apr 2024 18:08:21 +0000 https://yenidunya.org/?p=29923
Emekliler 1 Mayıs’ta alanlara çağırıyor!

2021 Tüm Emekliler Sendikası (2021 TÜM EMEKLİ-SEN), 1 Mayıs İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele, dayanışma günü için bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, “Bizler dünün işçileri, sağlık görevlisi, güvenlik görevlisi, doktor, mühendis, bilişimci, öğretmen, küçük esnaf, köylü, tarımcıydık, yani üreten emekçilerdik. Bugünün emeklileriyiz. 1 Mayıs işçi sınıfının ve emeği ile geçinenlerin, sömürü vurgun ve talan sistemi olan kapitalist sisteme karşı mücadele günüdür. Halkımızın refahı ve vatanımızın birliği bütünlüğü için, temelleri cumhuriyetle atılan kamucu ekonomi anlayışına dönelim. Sanayi ve tarımı destekleyen, işçiyi emekçiyi önceleyen planlı, üreten ekonomi modeline geçelim. Herkesin karnı tok, sırtı pek, başı dik olsun, çocuklarımız ve torunlarımızla birlikte onurumuzla insanca yaşayalım.” denildi.

Birlik, Mücadele ve Dayanışma gününde alanlarda olacağı

1 Mayıs işçi sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma gününü coşkuyla kutluyoruz.

Ülkemizde üretilen her mal ve hizmet bu ülkenin tüm emekçilerinin alın teridir, kafa ve kol gücüdür, beyninin ışığıdır. Toplumsal refahtan en büyük payı bu emekçiler almalıdır.

Bizler dünün işçileri, sağlık görevlisi, güvenlik görevlisi, doktor, mühendis, bilişimci, öğretmen, küçük esnaf, köylü, tarımcıydık, yani üreten emekçilerdik. Bugünün emeklileriyiz.

1 Mayıs işçi sınıfının ve emeği ile geçinenlerin, sömürü vurgun ve talan sistemi olan kapitalist sisteme karşı mücadele günüdür. Kapitalizm emeğin sömürüsünün sürekliliğini sağlamak için başta işçi sınıfı olmak üzere çalışanların dayanışma ve birlikteliğini bozarak örgütlenmelerini engelliyor, bunu yapamadığı zaman da yandaş örgütlülükler kuruyor.

İşçilerin emekçilerin yüzlerce yıl süren ve büyük bedeller ödeyerek elde ettiği demokratik kazanımlarının korunması ve geliştirilmesi bugün düne göre çok daha önemli. Kapitalist emperyalist sistem tüm dünyada çalışanların ve emeklilerin haklarına saldırıyor.

Örneğin geçen yıl Fransa’da çalışanların sokağa taşan büyük öfkesine rağmen emeklilik yaşı yükseltildi. Artık, daha önce kullanışlı buldukları sarı sendikalara dahi katlanamıyorlar.

Ülkemizde de sendikal örgütlülüğün önünde binbir engel var. Kamu iş yerleri dahil olmak üzere işçilerin sadece yüzde 8’i sendikalı. İktidar özel sektördeki sendikalaşmayı düşük tutabilmek için kamu gücünü patronlardan yana kullanmaktan geri kalmıyor.

İktidarın uyguladığı ekonomik politikalar sonucunda asgari ücret hem ortalama ücrete dönüştü hem de açlık sınırının da altına indirildi.

Emeklilerin büyük çoğunluğunun aylığı ise zaten yetersiz olan asgari ücretin de gerisinde. İktidar, uyguladığı ekonomik politikalarla çalışanları da emeklileri de yoksullukta eşitledi.

İktidar, emeklilerin ABO Aylık Bağlama Oranını bir muz cumhuriyetinde bile olamayacak bir düzeye, yüzde 35’lere kadar düşürdü ve emekli aylıklarına milli gelir artışı eklemeye son verdi.

Bununla da yetinmeyen tek kişi iktidarı, TÜİK’e müdahale ederek, gerçek enflasyon yerine sahte, düşük enflasyon oranları açıklattı, aylıklarımız hak ettiğimiz artışlara ulaşmadı. İktidar, satın alma gücümüzü sürekli düşürerek bizleri çocuklarımızın eline bakmak veya ilerlemiş yaşımızda tekrar çalışmak zorunda bıraktı.

Huzur içinde geçirmemiz gereken emeklilik yaşamımız yazın sıcağında, kışın soğuğunda dermanı iyice azalmış dizlerimize rağmen kuyruklarda, sıralarda geçiyor.

22 Yıllık AKP iktidarı bize sefaleti layık gören politikalarına karşı örgütlü olarak mücadele edemeyelim diye iktidara geldiği 2002 yılından itibaren yargı üzerinde baskı kurarak sendikal örgütlülüğümüze saldırdı. AKP iktidarı kendisinden önceki iktidarların aksine sendika hakkında açtığı kapatma davalarını ısrarla takip etti. 1995 yılında kurulan ilk sendikamız ve 2017 yılında kurduğumuz ikinci sendikamız yargı eliyle kapatıldı.

İktidar kurduğumuz 3. sendikamızı da kapattırmak için yargı üzerindeki tüm gücünü kullanmaktadır. Bilsinler ki biz sendikamızı kimseden izin alarak kurmuyoruz. İdarenin baskıları karşısında da herhangi bir geri adım atmamız söz konusu dahi olamaz.

Emeklilerin sendika hakkı her türlü tartışmaya kapalıdır. Üzerlerindeki idarenin ağır baskıları karşısında emekli sendikaları hakkında kapatma kararı veren mahkemeler dahi vicdanlarını biraz olsun rahatlatmak için emekliler için doğru örgütlenmenin aslında sendika olduğunu belirterek kapatma kararını veriyorlar.

AKP iktidarının sınıfsal tercihleri sonucunda açlık sınırının da altında bir yaşama mahkûm edildik. Yazın sıcağında, kışın soğuğunda saatlerce ekmek kuyruklarında beklemek zorunda bırakılmamızın, pazara belki fiyatlar biraz düşer diye akşamları gitmemizin, et, süt ve meyve alamaz, torunlarımıza bayram harçlığı veremez hâle getirilmemizin, yani bu asla hak etmediğimiz durumun hesabının bir kısmını 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde sorduk. Daha da sormaya devam edeceğiz.

Ülkemizde Cumhuriyet’in kuruluşundan başlayarak oluşturulan Sümerbank, Etibank, Türk Telekom, Tüpraş, Tedaş, Tekel, Petkim, Şeker fabrikaları, Tank Palet fabrikası özelleştirildi. AKP özelleştirmenin şampiyonu oldu, böyle yaparak dolar milyarderlerini ve milyonerlerini çoğalttı. Onlar zenginleştikçe, semirdikçe, emekçiler fakir oldu, yoksul oldu. Emekliler ısınamaz, doyamaz, barınamaz, seyahat edemez oldu. Faizleri öyle arttırdılar ki ki artık takla attırdığımız kredi kartlarını da kullanamaz olduk.

Daha önce NAS dediler fakirleştik; şimdi rasyonaliteye geçtik diyorlar, fakirleşmeye devam ediyoruz. Bir avuç sermayedarsa zenginliklerine zenginlik katıyor. Ekonomi yönetimini ele geçiren uluslararası tefecilerin çıkarları için emekçileri derin yoksulluğa mahkûm eden işbirlikçi AKP iktidarı, salt tefecilere borç ödemesi garanti altına alınsın diye bizleri düpedüz açlıkla sınamaya kalkıyor. Tam bir sömürgeci mantığıyla “yerel halk” diyerek küçümseyerek efendilik taslıyor.

Halkımızın refahı ve vatanımızın birliği bütünlüğü için, temelleri cumhuriyetle atılan kamucu ekonomi anlayışına dönelim. Sanayi ve tarımı destekleyen, işçiyi emekçiyi önceleyen planlı, üreten ekonomi modeline geçelim. Herkesin karnı tok, sırtı pek, başı dik olsun, çocuklarımız ve torunlarımızla birlikte onurumuzla insanca yaşayalım.

2021 Tüm Emekliler Sendikası olarak bizler dünün işçileri, kamu çalışanları olarak sınıfımızın Birlik, Mücadele ve Dayanışma gününde yine alanlarda olacağız.

]]>
KAMU-AR: Yoksulluk sorunu büyüyor https://yenidunya.org/emek-gundemi/29917/kamu-ar-yoksulluk-sorunu-buyuyor/ Sat, 27 Apr 2024 14:12:09 +0000 https://yenidunya.org/?p=29917 -Açlık sınırı sebze fiyatlarında yaşanan mevsimlik düşüşün etkisiyle nisan’da bir önceki aya göre 209 lira azalarak 19 bin 890 liraya inerken yoksulluk sınırı 925 lira artarak 58 bin 206 liraya yükseldi.
-Son bir yılda açlık sınırı 8 bin 257 lira, yoksulluk sınırı da 27 bin 575 lira arttı.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, Ar-Ge birimi KAMU-AR’ın dört kişilik bir ailenin, dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için tüketmesi gereken gıda ile beslenmenin yanı sıra diğer ihtiyaçlarını da insan onuruna yaraşır bir şekilde ve yoksunluk hissi çekmeden karşılayabilmesi için yapması gereken harcamaları dikkate alarak hesapladığı açlık-yoksulluk sınırı araştırmasının Nisan 2024 sonuçlarını açıkladı.
Yüksek enflasyon süreci yoksulluk sorununu büyütmeye devam ediyor. Açlık sınırının sebze fiyatlarındaki mevsimlik düşüş nedeniyle 208 lira azalarak 19 bin 980 liraya gerilediği Nisan ayında yoksulluk sınırı ise 925 lira artarak 58 bin 205 liraya çıktı. Yılın ilk dört aylık döneminde ise açlık sınırı 3 bin 403 lira, yoksulluk sınırı ise yüzde 11 bin 368 lira arttı.
Açlık sınırı Nisan’da bir önceki aya göre 208 lira azalırken, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama ise 1.134 liralık artışla 38 bin 316 liraya çıktı. Her ikisinin toplamından oluşan yoksulluk sınırı ise önceki aya göre 925 lira arttı. Son bir yıllık dönemde ise açlık sınırı 8 bin 258 lira, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 19 bin 318 lira ve yoksulluk sınırı ise 27 bin 575 liralık artış kaydetti.

Açlık sınırı
Ankara’da en fazla alış-veriş yapılan marketlerden derlenen fiyatlara göre, dengeli beslenebilmek için et- balık- yumurtaya aylık olarak harcanması gereken tutar Nisan’da bir önceki aya göre 257 lira, yıllık olarak ise 2 bin 532 lira artarak 5 bin 997 lira oldu.
Kuru bakliyat için yapılması gereken harcama önceki aya göre 11 lira, geçen yılın aynı ayına göre ise 173 liralık artışla 422 liraya yükseldi.

DENGELİ VE SAĞLIKLI BESLENME İÇİN YAPILMASI GEREKEN GIDA HARCAMASI

(AÇLIK SINIRI-TL)

KAMU-AR: Yoksulluk sorunu büyüyor

Bir önceki aya göre 79 lira artarak 4 bin 385 liraya yükselen süt, yoğurt ve peynir için yapılması gereken harcamada son bir yılda ise 1.618 liralık artış oldu. Meyve için harcanması gereken para Nisan’da 281 lira azalarak, geçen yılın aynı ayına göre ise 1.088 lira artarak 1.886 lira, sebze harcaması ise önceki aya göre 350 lira azalarak, geçen yılın aynı ayına göre ise 908 lira artarak 2 bin 447 lira oldu.
Ekmek-un ve makarna gibi ürünler için yapılması gereken harcama Nisan’da 43 lira artarak 1.541 liraya yükselirken, pirinç ve bulgur harcamaları 21 lira artarak 826 liraya çıktı. Yağ için yapılması gereken harcama ise 30 lira artarak 552 lirayı buldu.
Şeker, bal, pekmez, reçel gibi gıda maddelerine yapılması gereken harcama Nisan’da önceki aya göre 45 lira azalarak 1.247 lira oldu. Aynı ailenin zeytin için yapması gereken harcama ise 27 lira artarak 586 liraya çıktı.
Yetişkin erkek için 2.800, kadın için 2.200, genç için 3.000 ve çocuk için de 1.600 kalori esas alınarak yapılan hesaplamaya göre Nisan ayında açlık sınırı yetişkin erkek için 5 bin 807 lira, yetişkin kadın için 4 bin 599 lira, çocuk için 3 bin 310 lira ve genç için de 6 bin 214 lira oldu.
Açlık sınırı bu yılın ilk dört aylık döneminde ise toplam 3 bin 407 lira artış kaydetti.

Gıda dışı harcamalar
Yoksulluk sınırının belirlenmesinde gıda dışı gereksinimlerin fiyat değişimleri de esas alınarak yapılan araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin gıda dışındaki gereksinimlerini “yoksunluk hissi duymadan” karşılayabilmesi için gereken harcama tutarı da Nisan’da 38 bin 316 liraya kadar yükseldi.

YOKSULLUK SINIRI (TL)

KAMU-AR: Yoksulluk sorunu büyüyor

Nisan’da dört kişinin giyim ve ayakkabı harcamaları 1.707 liraya, barınma (kira dâhil) harcamaları 8 bin 756 liraya çıktı. Ev eşyası harcamaları 4 bin 906 lira, sağlık harcamaları 1.629 lira oldu. Ulaştırma harcamaları 11 bin 986 liraya yükseldi. Haberleşme harcamaları 1.232 liraya, eğlence ve kültür harcamaları 1.182 liraya, eğitim harcamaları 815 liraya, tatil-otel harcamaları 4 bin 12 liraya ve çeşitli mal ve hizmetlerle ilgili harcamalar da 2 bin 92 liraya çıktı.
Gıda dışı harcamalar bu yılın dört aylık dönemde ise 7 bin 962 lira artış gösterdi.

Yoksulluk sınırı
Dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır şekilde yoksunluk hissi çekmeden yaşayabilmesi için yapması gereken gıda ile gıda dışı harcamaların toplam tutarını gösteren yoksulluk sınırı ise Nisan’da 925 lira daha artarak 58 bin 205 liraya yükseldi. Yoksulluk sınırında yılın ilk dört ayındaki artış ise 11 bin 368 lira oldu. Yoksulluk sınırında, son bir yıllık dönemdeki artış ise 27 bin 575 lira olarak gerçekleşti.

]]>
Emeklinin çalışmaktan başka çaresi yok https://yenidunya.org/emek-gundemi/29913/emeklinin-calismaktan-baska-caresi-yok/ Thu, 25 Apr 2024 08:51:57 +0000 https://yenidunya.org/?p=29913 TÜED, “Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ödeyerek çalışan emekli sayısı 2020 yılından bu yana 1 milyon 125 bin 131 kişi arttı” dedi.
Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Basın Sözcüsü Mehmet Emin Tangören, emeklilerin aylıklarıyla geçinemedikleri için kayıt içi veya kayıt dışı işlerde çalışmak zorunda kaldığını belirterek “Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ödeyerek çalışan emekli sayısı 2020 yılından bu yana 1 milyon 125 bin 131 kişi arttı” dedi.

Emekliler ne iş olsa yapıyor
TÜED Basın Sözcüsü Mehmet Emin Tangören, çalışan emeklilere ilişkin hazırladıkları verileri kamuoyu ile paylaştı. “Emekli artık ne iş olsa yapıyor. Emeklinin çalışmaktan başka çaresi kalmadı” diyen Tangören, şunları söyledi:
“Giderek ağırlaşan hayat koşulları karşısında artık sadece hayatta kalmaya odaklanan ve hatta yakınlarının bakım yükünü de üstlenen emekliler her türlü işte çalışmaya başladı. İş bulamayan çocuklarına, işsiz kalan evlatlarına ve hatta torunlarına da bakmak zorunda kalan emekliler, yeniden iş yaşamına dönmeye başladı.”

“Türkiye, çalışan emekli cennetine döndü”
Tangören, açıklamasını, “Diğer taraftan ise SGDP ödeyerek kayıt içinde çalışanlara, ödedikleri bu sigorta primlerinin geri dönüşü olmamaktadır. Oysaki TÜED olarak yıllardır, çalışmak mecburiyetinde kalan ve kuruma sigorta ödeyen bu insanlarımıza bunun bir geri dönüşünün sağlanması yönünde çağrılarda bulunduk. Hiç olmazsa emekli aylıklarına belli bir yansıması olmalıydı. Türkiye istihdamda, kayıtlı veya kayıtsız çalışan emekli cennetine dönüşmüştür. Bu rakam; Gürcistan, Moğolistan, Ermenistan, Katar, Arnavutluk gibi bir çok ülkenin nüfusundan yüksek bir rakamdır. Emeklisi, çalışmak zorunda kalmayan yaşam standardını yakalamış bir ülke olma özlemimiz vardır. Emekli aylıklarının alım gücü yükseltilmeli, en azından 2000’li yılların başındaki seviyelere getirilmelidir.” sözleriyle tamamladı.

Kayıt içi, kayıt dışı 4 milyon emekli çalışıyor
SGK tarafından yayınlanan Aylık Sigortalı İstatistikleri’ne göre; 2020 yılında 746 bin 766 olan sisteme kayıtlı çalışan emekli sayısı, 2024 Ocak ayı verilerine göre 1 milyon 871 bin 897’ye yükseldi. Kurumun bu rakamlarına göre, Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ödeyerek çalışan emekli sayısı 2020 yılından bu yana 1 milyon 125 bin 131 kişi arttı. Resmi rakamların yanı sıra 2 milyonu aşan kayıt dışı çalışan emekli olduğunu da tahmin ediliyor. Buna göre gerek kayıt içi, gerekse de kayıt dışı olmak üzere yaklaşık 4 milyon emeklinin çalışma hayatına bir şekilde girdiği tespit edildi.

Çalışan emeklinin en yüksek olduğu il: İstanbul
En çok kayıtlı emeklinin yaşadığı illerin başında 577 bin 366 emekliyle İstanbul gelirken, bunu sırasıyla 149 bin 858 emekliyle Ankara, 145 bin 538 emekliyle İzmir, 117 bin 450 emekliyle Bursa, 95 bin 556 emekliyle Kocaeli, 68 bin 622 emekliyle Antalya ve 51 bin 166 emekliyle Tekirdağ izledi.
Türkiye genelinde erkek emekli çalışanların sayısı 1 milyon 658 bin 387 iken kadın emekli çalışanların sayısı ise 213 bin 510 olarak açıklandı.

]]>
Esad’ın analizi https://yenidunya.org/basindan/sectiklerimiz/29911/esadin-analizi/ Thu, 25 Apr 2024 05:27:37 +0000 https://yenidunya.org/?p=29911 Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın dünya ve bölge analizi önemliydi. Rus devlet televizyonuna konuşan Esad şu üç saptamayı yaptı: 

“1) Rusya’nın Ukrayna’ya özel askeri operasyonu, tarihin gidişatını değiştirmeyecek, düzeltecektir. Rusya, ABD’nin berbat ettiği şeyleri düzeltiyor. 

2) Rusya, Suriye’de ve Ukrayna’da ABD’nin iç işlerine müdahalesine direniyor. 

3) Rusya, siyasi ve askeri alanda küresel istikrarı güçlendiriyor.” (Sputnik, 21.4.2024) 

Bugün Esad’ın bu analizini değerlendirelim: 

ABD’NİN ARZULADIĞI TARİHİN GİDİŞATI

ABD’nin nasıl bir tarihi gidişat arzuladığı sır değil. 30 yıldır hem strateji belgelerinde yazdı hem de bizzat bazılarını uyguladı: Yugoslavya’yı parçalara böldü, Afganistan ve Irak’ı işgal etti, Libya ve Suriye’de istikrarsızlık operasyonları yaptı. 

Ve ABD’nin arzusu sürdürülebilir olsaydı, bugün bölgemizde Irak ve Suriye etnik ve mezhepsel temelde pek çok parçaya bölünmüş, İran işgal edilmiş, KKTC tasfiye edilip Kıbrıs’ın alt parçası olmuş, Rusya Doğu Avrupa ve Kafkasya’dan gelen saldırılarla gerilere doğru çekiliyor olurdu. 

İşte Rusya’nın 2015’te Suriye’de askeri olarak sahaya inmesi ve 2014’te Ukrayna’da başlayan savaşa 2022’de müdahil olması, ABD’nin arzuladığı tarihin gidişatını durdurmuştur. (Elbette başka iç ve dış nedenlere ek olarak.) 

ABD, SURİYE-UKRAYNA’DA İÇ İŞLERİNE MÜDAHALE ETTİ

ABD’nin Suriye’de ve Ukrayna’da bu ülkelerin iç işlerine müdahale ettiği ortada. Esad’ı açık açık devirmeye çalıştılar, iç savaş başlattılar, Suriye’nin petrolünü ve gıdasını çalmayı sürdürüyorlar. 

Ukrayna’da da her şey ortada. ABD’nin 2014’te darbe yaptığı Obama’nın TV sözlerine kadar yansımış durumda. Ve yine CIA’nın koordinatörlüğünde, 2014’ten 2022’ye kadar Ukrayna’daki çoğunluğu Rus olan bölgelere karşı bir özel savaş yürütüldüğü, on binden fazla insanın öldürüldüğü de ortada. 

Dolayısıyla Esad’ın “Rusya, Suriye’de ve Ukrayna’da ABD’nin iç işlerine müdahalesine direniyor” saptaması yerindedir. 

KUŞATMAYA KARŞI YARMA HAREKÂTLARI 

ABD, SSCB’nin dağılmasının hemen ardından küresel bir saldırı başlattı. ABD’nin Avrupa’nın güneyinde Yugoslavya’yı parçalama saldırısı bir yanıyla yeni bir Avrupa güvenlik mimarisi inşa etme çabası ama bir yanıyla da buna bağlı olarak Rusya’yı geriletme amaçlıydı. Moskova o günün şartlarında bu sürece eylemli itiraz edemedi, ABD’nin verilen sözlere rağmen NATO’yu genişletmesini ve etrafında “ölüm kuşağı” oluşturmasını izledi. Hatta “kapitalist Rusya”nın ABD saldırganlığına karşı büyük tavizler verdiğini söyleyebiliriz. 

Moskova batısından ve güneyinden turuncu darbelerle “hançerlenmeye” başlanınca ancak “Artık yeter” deme noktasına geldi. 

Kısacası Rusya, ABD’nin küresel saldırganlığına karşı direnmeye mecbur kaldı, çünkü boynuna dolanan ip artık nefes almasını önlemeye başlamıştı. Böylece 2008’de Kafkasya’da, 2015’te Suriye’de ve 2022’de Ukrayna’da, kendisini boğmaya çalışan bir kuşatmaya karşı yarma harekâtları başlatmış oldu. 

LİDER YOK ŞİRKET YÖNETİCİSİ VAR 

Rusya’nın şansı, güçlenen Çin’in bu süreçte ABD’yi dengelemeye başlamasıydı. Böylece ABD’nin baskı kurumlarının karşısında alternatif kurumların inşa olduğu bir çok kutupluluk süreci başlamış oldu. İşte o sürecin avantajıyla ABD’nin arzuladığı tarihi gidişat durduruldu. Artık tarihin gidişatının belirlenmesinde gelişmiş Batının/Kuzeyin değil, gelişmekte olan Güneyin/ Doğunun ve zengin azınlığın değil, küresel çoğunluğun ağırlığı etkili olmaya başladı. 

Bitirirken yine Esad’a kulak verelim. “Ülkeler şirketlere, ülke liderleri de şirket yöneticilerine dönüştü. Modern politikacılar artık stratejik düşünmüyor, önlerine konulan güncel görevleri çözüyor ve artık sözlerinden sorumlu olmuyorlar” diyen Esad haklı: “Batı’da diyalog kurmak isteyeceğim hiçbir siyasetçi yok.

Kaynak: Mehmet Ali Güller / Cumhuriyet

]]>