Yeni Dünya https://yenidunya.org Yeni Günün Habercisi Wed, 24 Apr 2024 09:00:40 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yenidunya.org/wp-content/uploads/2022/02/cropped-YD-ikon-512-1-75x75.png Yeni Dünya https://yenidunya.org 32 32 KAMU-AR: Gıda fiyatlarında artış sürüyor https://yenidunya.org/emek-gundemi/29903/kamu-ar-gida-fiyatlarinda-artis-suruyor/ Wed, 24 Apr 2024 09:00:39 +0000 https://yenidunya.org/?p=29903 -Gıda fiyatları nisan’da bir önceki aya göre yüzde 2,1 oranında artış kaydetti.
-Yılın ilk dört aylık döneminde gıda fiyatlarında artış ise yüzde 25’i geçti.
-Gıda fiyatlarında yıllık enflasyon yüzde 95,7 oldu.
-Yoksuların harcamasının yüzde 35,8’i gıdaya gitti.
-Vatandaşlar Eylül 2021’de 100 liraya satın aldığı bir gıda sepeti için Nisan 2024’te 838 lira ödedi.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonunun Ar-Ge birimi KAMU-AR’ın fiyatlarını Ankara’daki marketlerden düzenli olarak derlediği ve halkın en fazla tükettiği 64 temel gıda maddesinden oluşan bir sepeti esas alarak hazırladığı gıda fiyatları endeksinin Nisan 2024 sonuçları açıklandı.
Dünya genelinde gerileyen gıda fiyatları Türkiye’de ise aralıksız 47 aydır artıyor. Bu yıl Nisan ayında gıda fiyatlarında bir önceki aya göre yüzde 2,1 oranında artış yaşandı. Yılın ilk dört aylık döneminde yüzde 25,1 oranında yükselen gıda fiyatlarındaki yıllık artış ise yüzde 95,7 olarak gerçekleşti.

Yoksuların harcamasının yüzde 35,8’i gıda
TÜİK’in en son açıkladığı tüketim harcamalarıyla ilgili istatistiklere göre en zengin yüzde 20’lik kesim tüketim harcamalarının yüzde 16,6’sını, en yoksul yüzde 20’lik kesim ise yüzde 35,8’ini gıda için yapıyor. Dolayısıyla gıda fiyatlarında Türkiye’de son 47 aydır yaşanan kesintisiz artış en fazla sabit gelirli ve yoksul kesimleri etkiliyor. Açıklanan enflasyon bu nedenle bu kesimin gerçek hayatta yaşadığı enflasyonu tam olarak yansıtmıyor. Zira TÜİK enflasyonu hesaplarken gıda harcamalarının ağırlığını yaklaşık yüzde 25 olarak esas alıyor.

Açlık riski artıyor
İktidarın daha sonra “akıl dışı ilan ettiği” ancak yerel seçimlerden önce yeniden uygulamaya başladığı yanlış ekonomik politikaların tetiklediği yüksek enflasyon sürecinin en ağır faturasını gıda fiyatları yüzünden yoksullar ödemeye devam ediyor.
Türkiye’nin, bu yanlış politikalarla yıllarca sürecek bugünkü enflasyon sarmalına sürüklendiği Eylül 2021’den bu yana gıda fiyatları yüzde 738 oranında arttı. Diğer bir ifadeyle Eylül 2021’de 100 liraya satın alınan bir gıda sepeti için vatandaşlar bu yıl nisan ayında 838 lira ödemek zorunda kaldılar.
Uygulanan ekonomik politikalar, hem Türk lirasının satın alma gücünü azaltarak, hem tarım sektörünün girdi maliyetlerini artırarak, hem de fiyatlama davranışlarını bozarak başta gıda olmak üzere tüm harcama gruplarında yüksek bir enflasyon sürecini tetikledi. İktidar seçim kaybetmemek için enflasyonla mücadele etmediği için bu süreçte olan ücretli, dar ve sabit gelirlilere oldu.

Aylık fiyat artışı
Nisan’da sebze grubu dışındaki tüm gıda harcama gruplarında fiyatlar bir önceki aya göre arttı. Et-balık, süt ve süt ürünleri, meyve ve bakliyat, ekmek-pirinç-un-bulgur gibi temel gıda maddelerinde önceki aya göre önemli artışlar yaşandı.

GIDA FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİM (NİSAN 2024; %)

KAMU-AR: Gıda fiyatlarında artış sürüyor

Ekmek-pirinç-un-bulgur fiyatları nisanda önceki aya göre ortalama yüzde 2,5 oranında azalırken, et ve balık grubu fiyatlarında yüzde 3,12 oranında artış kaydedildi. Et ve balık fiyatlarında yaşanan yıllık artış ise yüzde 84,5 oldu. Nisan’da önceki aya göre süt ve süt ürünleri ile yumurta grubu harcamaları yüzde 1 oranında artarken, yağ fiyatlarındaki artış yüzde 7,4 olarak gerçekleşti.
Meyve fiyatlarının yüzde 6,1 oranında arttığı Nisanda sebze fiyatlarında, bir önceki aya göre ortalama yüzde 5 oranında düşüş yaşandı.
Nisan’da bakliyat fiyatları yüzde 2,7, salça, zeytin, bal, çay, tuz ve benzeri işlenmiş gıda maddelerinden oluşan diğer gıda fiyatları ise yüzde 1,1 oranında zamlandı.
Vatandaşlar mevcut gıda tüketim alışkanlıklarına göre seçilen 64 gıda maddesinden oluşturulan gıda sepetini satın alabilmek için Nisan’da, bir önceki aya göre yüzde 2,1 oranında daha fazla para ödemek zorunda kaldı.

Dört aylık değişim
Gıda fiyatlarında bu yılın ilk dört aylık döneminde ise toplam yüzde 25,1 oranında artış gerçekleşti. Ocak-Nisan döneminde, ekmek-pirinç-un-bulgur-makarna fiyatları yüzde 13, et-balık fiyatları yüzde 34, süt, süt ürünleri yüzde 13,9, yağ fiyatları yüzde 18,5, meyve fiyatları yüzde 51,5, sebze fiyatları yüzde 35,5, bakliyat fiyatları yüzde 18.8, diğer ürünlerin fiyatları yüzde 11 arttı.

Yıllık değişim
Bu yıl Nisan’da geçen yılın aynı ayına göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 52,1, et-balık fiyatlarında 84,5, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 56,2 oranında artış oldu. Bir yıl öncesine göre yağ fiyatları yüzde 103,8 oranında arttı. Meyve fiyatları yüzde 173,2, sebze fiyatları ise yüzde 209,7 oranında artış gösterdi. Bakliyat fiyatları son bir yılda yüzde 73,4, diğer gıda fiyatları ise yüzde 79,2 oranında zamlandı.
Tarımsal girdi fiyatları ile tarım ürünü üretici fiyatlarındaki artışlar gıda fiyatlarındaki artış hızının önümüzdeki aylarda da devam edeceğine işaret ediyor.

Yıllık ortalama artış
Nisan 2024 sonu itibariyle son 12 aylık ortalama gıda fiyatları ise bir önceki 12 aylık ortalama fiyatlara göre yüzde 99,2 oranında arttı.

]]>
MESEM anlaşmalı işyerlerinde 336 öğrenci iş kazası geçirdi https://yenidunya.org/emek-gundemi/29900/mesem-anlasmali-isyerlerinde-336-ogrenci-is-kazasi-gecirdi/ Wed, 24 Apr 2024 08:06:33 +0000 https://yenidunya.org/?p=29900 İktidar eliyle çocuk işçiliğinin meşrulaştırıldığı MESEM’lerde 336 öğrenci çıraklık yaptırılırken iş kazası geçirdi. Çocukların maruz kaldığı iş kazaları en çok inşaat, metal ve ağaç işleri sektörlerinde yaşandı.
Kayıtlı öğrenci sayısının 500 bine dayandığı Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM), ucuz ve çocuk işçiliğin yasal kılıfı haline getirildiği gerekçesiyle tartışma yarattı.
BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in CHP Milletvekili Turan Taşkın Özer’in soru önergesine verdiği yanıtta yüzlerce çocuğun iş kazası geçirdiği ortaya çıktı.
Kaza geçiren öğrenci 336 olduğunu ifade eden Tekin, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren öğrenci sayısını ise açıklamadı.

Yüzlerce öğrenci kaza geçirdi
Çalıştırılan öğrencilerin ücret ve sigorta primlerinin devlet tarafından ödenmesi nedeniyle “kamu kaynaklarının talan edilmesine” yol açtığı belirtilen MESEM’lerde yaşanan iş cinayetleri ve iş kazaları tartışmaları daha da alevlendirdi. Antalya’nın Kepez ilçesinde o dönem 17 yaşında olan Beyzanur Hatmorioğlu’nun MESEM kapsamında çalıştırıldığı Akmer Mercedes servisinde yaşanan iş kazasında vücudunun yüzde 80’i yandı. İstanbul’da MESEM kapsamında çalıştırılan 14 yaşındaki Arda Tonbul iş cinayeti sonucu yaşamını yitirdi. Kilis’te 17 yaşındaki Murat Can Eryılmaz ise çalıştırıldığı inşaatının sekizinci katından düşerek hayatını kaybederken 17 yaşındaki lise öğrencisi Ömer Çakar ise Diyarbakır’da staj yaptığı fabrikada geçirdiği kaza sonucu 4 Ocak’ta yaşamını yitirdi. Çocuk hakları alanında çalışan uzmanların yanı sıra eğitimcilerin de “Çocuk hakları ihlal ediliyor, çocuk işçiliği meşrulaştırılıyor” diyerek eleştirdiği MESEM’lerde yaşanan iş kazaları TBMM gündemine taşındı.

MEB Bakanı Tekin soruları görmezden geldi
CHP Milletvekili Turan Taşkın Özer, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sekiz sorulu bir önerge sundu. Bakan Tekin, soruların büyük bölümünü görmezden geldi ancak MESEM’lerde kayıtlı öğrenci sayısını ve iş kazası geçiren öğrenci sayısını açıkladı. Tekin’in CHP’li Özer’in sorularına verdiği yanıtlar, yüzlerce öğrencinin MESEM’lerde iş kazası geçirdiğini ortaya koydu.
Bakan Tekin, şubat ayı itibarıyla 82 bin 618’inin kadın, 339 bin 15’inin ise erkek olmak üzere MESEM’e kayıtlı toplam öğrenci sayısının 421 bin 633 olduğunu kaydetti. MESEM programına alınan ve en çok kaza ile can kaybının yaşandığı işyerlerinin inşaat, metal, ağaç işleri, motor ve makine sektörleri olduğu bildirildi. Kaza geçiren öğrenci sayısının 316 erkek, 20 kadın olmak üzere toplam 336 olduğunu ifade eden Tekin, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren öğrenci sayısını ise açıklamadı.

İstihdam sorusu geçiştirildi
CHP’li Özer’in, “MESEM mezunlarının kaçı eğitim aldığı alan ve dalda, kendi mesleğiyle ilgili SGK kayıtlı iş bulmuştur?” sorusunun yanıtsız kalması ise dikkat çekti. Bakan Tekin soruyu, “Mezunların alanında istihdam durumunun tespitine yönelik SGK ve ilgili diğer kurumlarla çalışmalar devam etmektedir” yanıtıyla geçiştirdi.

Ücretsiz ara eleman kurumu
CHP’li Turan Taşkın Özer, MESEM’lerin vaat edildiği gibi öğrencilerin meslek öğrenmelerini değil, ağır koşullarda, hak ihlallerine maruz kalarak, uzun saatlerce çalıştırılmalarına ortam hazırladığını söyledi.
Türkiye’de genç işsizliğin bitmediğinin altını çizen Özer, şunları kaydetti: “Proje, işverene ücretsiz ara eleman bulma kurumu haline geldi. Bunun itirafını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı kapsamında 18 strateji ve 106 faaliyete yer verirken çocuk işçiliğinin nedenleri arasında, ‘Çocuk işgücüne yönelik işveren talebi’ olduğunu belirterek yaptı. MESEM’ler çırak ya da stajyer eğitimi değil ucuz iş gücü, bir sömürü düzeni oluşturdu ve bunu da en savunmasız haliyle çocuklar üzerinden kurdu. Bakanlığın MESEM’lerden mezun çocukların iş bulmasıyla ilgili soruyu geçiştirmesi de tam da bu sistemle ilgili. Bir takip sistemi olmadığı gibi aslında gençlerin iş sahibi olup olmadıklarıyla ilgilenmiyorlar. Meclis üstüne düşeni yapmalı, gerekli yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır.”

]]>
23 Nisan Çocuk Bayramında çocuk işçiler! https://yenidunya.org/emek-gundemi/29896/23-nisan-cocuk-bayraminda-cocuk-isciler/ Tue, 23 Apr 2024 11:23:02 +0000 https://yenidunya.org/?p=29896 11 yılda en az 689 çocuk çalışırken öldü
Yaklaşık 2 milyon çocuk işçi

Çocuklar bir 23 Nisan’a daha çocuk işçiliğinin gölgesi altında girdi. 23 Nisan dolayısıyla yurt genelinde çocuklar için kutlamalar yapılırken, İSİG verilerine göre, son 11 yılda, 0-14 yaş arası 238 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirirken,15-17 yaş arasında ise 451 çocuk öldü. Raporda ölen göçmen çocuk sayısının ise 80 olduğu belirtildi.
İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi İSİG, 2013 ve 2024’ün ilk 4 ayı arasında en az 689 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğini açıkladı.
İSİG’in açıkladığı veriler, çocuk ölümlerinin acil bir şekilde ele alınması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.
TÜİK’in verilerine göre de 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 18,7’den yüzde 22.1’e yükseldi.

Yaşlara göre
Son 11 yılda, 0-14 yaş arası 238 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirirken,15-17 yaş arasında ise 451 çocuk öldü.

Cinsiyete göre
Cinsiyete göre dağılım incelendiğinde 99 kız çocuğunun ve 590 erkek çocuğunun yaşamını yitirdiği tespit edildi.

İllere göre
İllere göre dağılımda ise Şanlıurfa’da 50, Gaziantep’te 40, İstanbul’da 40, Adana’da 34, Konya’da 25 ve Antalya’da 22 çocuk işçinin öldüğü kaydedildi.

Ölüm nedenleri
İSİG verilerinde göre ölüm sebepleri; yüzde 28 trafik servis kazası, yüzde 17 boğulma zehirlenme, yüzde 14 ise ezik göçük olarak açıklandı.
İş kollarına göre ölümler incelendiğinde tarım/orman yüzde 55’le en yüksek paya sahip işkolu oldu.
İnşaat/yol çalışmalarında ölen çocuk işçilerin payı yüzde 11 olarak gerçekleşirken, metal ve konaklama iş kolunda ölenlerin payı ise yüzde 7 olarak açıklandı.
Gıda iş kolundaki ölümlerin payı ise yüzde 3 oldu.

23 Nisan Çocuk Bayramında çocuk işçiler!

TÜİK verilerinde çocuk işçilik
TÜİK’in “İstatistiklerle Çocuk, 2023” verilerine göre de 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 22.1’e yükseldi. Geçen yıl bu oran yüzde 18.7 idi.
TÜİK verilerine göre çocukların işgücüne katılım oranı erkek çocuklar için yüzde 32,2 kız çocuklar için yüzde 11,5 olarak tespit edildi.
TÜİK verilerinde Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), göçmen çocuklar, sokakta çalıştırılan, kayıtdışı çalıştırılan, mevsimlik tarım işçisi çocuklar yer almıyor. Resmi olmayan verilere göre ise ülkede çalıştırılan çocukların sayısı 2 milyona yaklaşmış durumda.

Bakanlık verileri
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı, “Çocuklar Güvende” ekiplerinin Haziran 2017-Aralık 2023 döneminde yaptığı saha çalışmaları sonucunda ise sokakta çalıştırılan on binlerce çocuk tespit edildi. Bakanlığa bağlı ekiplerin, sokakta çalıştırılan çocuklara yönelik tarama çalışmasına göre 46 bin 754 çocuğun sokakta çalıştırıldığı ortaya çıktı.

]]>
Emekliler, Anayasal haklarına sahip çıkıyor https://yenidunya.org/emek-gundemi/29886/emekliler-anayasal-haklarina-sahip-cikiyor/ Mon, 22 Apr 2024 15:29:10 +0000 https://yenidunya.org/?p=29886 2021 Tüm Emekliler Sendikası 2. Olağan Genel Kurulu gerçekleşti

2021 Tüm Emekliler Sendikası 2. Olağan Genel Kurulu 20 Nisan 2024’de Ankara’da, Çankaya Yılmaz Güney Sahnesinde toplandı.
Divan kurulu seçiminin ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
Genel kurula bir çok siyasi parti ve emekli kurumu bizzat katıldı veya telgrafla kutlama mesajı gönderdi.
Genel Başkan Salman Hürkardeş, konukları ve delegeleri selamlayarak başladığı sunuş konuşmasında emeklilerin sorunlarını ve çözüm yollarını anlattı. Merkez Yürütme Kurulu adına, sendikayı bugüne kadar getiren fedakâr üye ve yöneticilere teşekkür etti, Genel Kurulda oluşacak yeni yönetime başarılar diledi.
Konukların konuşmalarının ardından MYK raporu, Mali rapor, Denetim Kurulu ve Disiplin Kurulu raporları okundu, oylanarak aklandı.
175 delegenin katıldığı, 173 delegenin oy kullandığı, 17 delegenin de mazeret bildirdiği 2. Olağan Genel Kurul başarıyla gerçekleşti.
Delegelerin konuşmalarından sonra Genel Merkez organlarının seçimine geçildi. Oylama sonucu yeni yönetim organlarına seçilenler belli oldu.

Emekliler, Anayasal haklarına sahip çıkıyor

Yeni yönetim
MYK: Salman Hürkardeş, Ali Sürücü, Fatih Kaplan, Baki Çelik, Fatma Polat, Atila Bal, Emine Ağaoğlu, İbrahim Yılmaz, Hülya Piray.

Genel Denetim Kurulu
Doğan Pala, Tülay Bağış, Sultan Aktaş.

Genel Disiplin Kurulu
İsmet Tunaboylu, Recep Akın, Suna Kerimoğlu.

Emekliler, Anayasal haklarına sahip çıkıyor
]]>
Barbados, Filistin devletini resmen tanıdığını duyurdu https://yenidunya.org/dunya/29881/barbados-filistin-devletini-resmen-tanidigini-duyurdu/ Sat, 20 Apr 2024 11:27:04 +0000 https://yenidunya.org/?p=29881 Karayipler ülkesi Barbados, Filistin’i devlet olarak resmen tanıma kararı aldı. Barbados Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Kerrie Symmonds, “Kabinemiz Filistin Devleti’ni diplomatik olarak resmen tanımamız için zamanın geldiğine karar verdi” dedi
Barbados, bu kararıyla Filistin’i devlet olarak tanıyan 11. Karayip Topluluğu (CARICOM) üyesi oldu.
Barbados Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Kerrie Symmonds, “Kabinemiz Filistin Devleti’ni diplomatik olarak resmen tanımamız için zamanın geldiğine karar verdi” dedi.
Symmonds, “Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde, çatışmaya her zaman iki devletli bir çözüm bulunması gerektiğini savunduk. Fakat, dünyaya bunu söylememize rağmen, ironik bir şekilde Filistin’i devlet olarak tanımıyorduk. Ortada bir tutarsızlık vardı. Filistin’i devlet olarak tanımazken nasıl olur da iki devletli bir çözümü talep edebilirdik?” ifadelerini kullandı.
İsrail’in 7 Ekim 2023 sonrası başlayan saldırılarının soykırıma dönüşmesi, dünyada Filistin’in devlet olarak tanınma sürecini hızlandırdı.
Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülkeden 140’ı Filistin’i devlet olarak tanıyor. Ancak bu sayıya Avustralya, Japonya, Güney Kore, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinin çoğu dâhil değil.

Karayipler Topluluğu
Karayip Denizi’ndeki ada devletleri ve sahildar 15 ülkenin asil, 5 ülkenin ortak üyesi olduğu Karayip Topluluğu (CARICOM) 4 Temmuz 1973 yılında Trinidad ve Tobago’nun Chaguaramas şehrinde kurulmuştur. CARICOM, bölgedeki İngiliz Milletler Topluluğu üyesi ülke liderlerinin Karayip Serbest Ticaret Birliği’ni bir ortak pazara dönüştürmek fikrinden yola çıkılarak kurulmuştur. CARICOM kurucu belgesi (Chaguaramas Anlaşması), 2002 yılında gözden geçirilerek, bütün üyelerce benimsenmiştir.
Asil üyeler: Antigua ve Barbuda, Bahamalar, Barbados, Belize, Dominika, Grenada, Guyana, Haiti, Jamaika, Montserrat, St. Kitts ve Nevis, St. Lucia, St. Vincent ve Grenadines, Surinam, Trinidad ve Tobago.
Ortak Üyeler: Anguilla (1999), Bermuda (2003), British Virgin Islands (1991), Cayman Adaları (2002), Turks and Caicos Adaları (1991).

]]>
TZOB’den belediyelere üretici pazarları önerisi https://yenidunya.org/emek-gundemi/29878/tzobden-belediyelere-uretici-pazarlari-onerisi/ Sat, 20 Apr 2024 10:26:27 +0000 https://yenidunya.org/?p=29878 TZOB Başkanı Bayraktar, “Belediyelerce belirlenecek günlerde üreticilerimizin ürünlerini halka doğrudan sunabileceği üretici pazarlarının her il ve ilçede kurulması sağlanmalı” dedi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, belediyelerden “Semt pazarlarında üreticilere daha fazla yer ayrılmalı, üretici pazarları her ilçede kurulmalıdır” talebinde bulundu.
Bayraktar, “Belediyeler ilinde ilçesinde üretim yapan çiftçisine destek vermelidir. Yerel seçimler öncesi 6360 Sayılı Kanunla Büyükşehir belediyelerinin tarım sektörüne yönelik sorumluluklarının arttığını, çiftçilerin belediyelerden beklentileri olduğunu dile getirdik. Bugün tekrar ifade etmek istiyorum ki Belediyeler ilinde ilçesinde üretim yapan çiftçisine her türlü desteğini yapmalıdır.” sözleriyle beklentilerini ifade etti.

Gıda da haksız kazanç önlenmeli
Bayraktar açıklamasında şunları dile getirdi:
“Çabuk bozulabilen sebze ve meyvelerde arzda dönemsel yaşanan yoğunluklarda çiftçilerin zarar etmemesi ve yetiştirilen ürünlerin heba olmaması için, belediye adına alımlar yapılmalıdır.
Pazar Yerleri Hakkında Yönetmelik hükümlerinde pazar yerlerinin en az yüzde 20’sinin özel satış yeri olarak üreticilere ayrılması hükmü bulunuyor.
Ürettiği ürünü doğrudan semt pazarında satmak isteyen üreticimize tüm belediyeler yer ayırmalı ve ayrılan alan yüzde 20 ile sınırlandırılmamalıdır.
Bu sınırlama özellikle ürün arzındaki artış nedeniyle kendi ürününü pazarda satmak isteyen üreticilerimize engel teşkil ediyor.
Yine belediyelerce belirlenecek günlerde sadece üreticilerimizin ürettiği ürünü halka doğrudan sunabileceği üretici pazarlarının her il ve ilçede kurulması sağlanmalıdır.
Gıda fiyatları üzerinden haksız kazanç elde etmeye yönelik hareketler konusunda belediyelerde denetimlerini artırmalı, piyasa üzerinde bozucu etkisi olanlara ceza uygulamalıdır.”

Çiftçilerimizin belediyelerden beklentileri
-Tarım arazileri ve mera alanları korunmalı, her ne gerekçeyle olursa olsun bu alanların imara açılmasına izin verilmemelidir.
-Kırsalda genç nüfusu tutabilmek için sosyal alanlar artırılmalıdır.
-Belediyeler ve Ziraat Odaları birlikte hareket etmelidir.
-Pazarlama kooperatiflerinin kurulmasına destek olmalıdır.
-Girdi, tarım alet, fide, fidan vb. destelerini düzenli olarak vermelidir.
-Kırsal Alanlara altyapı hizmetleri artırılmalıdır.
-Belediyeler, DSİ ile birlikte hareket ederek tarımsal sulama kanallarının bakım ve temizliği konusunda destekte bulunmalıdır.
-Tarımsal ürün işleme tesisleri kurulmalıdır.
-Yenilenebilir Enerji kaynaklarının kurulmasına destek olmalıdır.
-Kırsal Turizm ile kırsalda gelirin artırılması sağlanmalıdır.

]]>
Birleşik Metal-İş Mersen’de greve çıktı https://yenidunya.org/emek-gundemi/29870/birlesik-metal-is-mersende-greve-cikti/ Fri, 19 Apr 2024 13:44:40 +0000 https://yenidunya.org/?p=29870 Birleşik Metal-İş, Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu Fransa sermayeli Mersen İstanbul Sanayi Ürünleri Anonim Şirketi’nde greve çıktı.
Birleşik Metal-İş üyeleri, Mersen’de 2 yıldır sendikal hakları için mücadele ediyor.
Mersen işvereni, sendikal örgütlenmeyi kırmak için maddi taviz, işten atma gibi bilinen tüm yöntemleri kullanmasına rağmen, işçiler sendikalarına ve örgütlenmelerine sahip çıkarak grev ilan etti.
Birleşik Metal-İş, grev kararı sonrası kamuoyuna bir açıklama yaptı.

Açıklamanın tam metni:
Toplu Sözleşmeli Bir Çalışma Düzeni İçin Mersen’de GREVDEYİZ!
Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu Mersen İstanbul Sanayi Ürünleri Anonim Şirketi işyerinde, 2022 yılında çoğunluğu sağlayarak yetki başvurusunda bulunduk.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başvuru tarihi itibarıyla sendikamızın işyerinde çoğunluğu sağladığını tespit ederek yetkimizi belgeledi.
Mersen işverenleri, sendikanın yetki tespitine itiraz etti ve hukuksal süreç iki yıl boyunca devam etti.
Üyelerimiz, sendikalaşma iradelerine sahip çıkarak toplu sözleşmeli bir çalışma düzenine kavuşmak için mahkeme sürecinin sona ermesini sabırla beklediler.
İlk hukuk zaferini yerel mahkemede elde ettik. İlk derece mahkemede davanın sendikamız lehine sonuçlanmasının ardından işveren karara itiraz etti ve istinaf başvurusunda bulundu.
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdi.
Bu kez istinaf kararına itiraz eden işveren, davayı Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 02.11.2023 tarihli kararı ile işverenin temyiz itirazları da reddedildi ve karar onandı. Böylece lehimize olan mahkeme kararı kesinleşti.
Dava sürecinin sona ermesinin ardından işverene toplu sözleşme teklifimizi ilettik. Yasal toplu sözleşme sürecinin başladığı işyerinde işveren, toplu sözleşme için masaya oturma çağrımızı karşılıksız bırakarak görüşmelere katılmadı.

İşveren klasiği; Örgütlenen işçiler işten atıldı
Arabuluculuk süreci devam ederken baskılarını daha da artıran işveren, “Sendikadan vazgeçin, sendika buraya asla giremez, devlet bizim arkamızda” gibi söylemlerle üyelerimizi yıldırmaya çalıştı.
İşyerindeki baskıların devamı olarak, 7 Şubat 2024 tarihinde 4 üyemiz işten çıkarıldı. Üyelerimiz, yasal ve anayasal haklarına sahip çıkmak için fabrika içerisinde demokratik tepkilerini ortaya koydu.
Mersen işvereni, sendikamızın işyerinde örgütlendiği ilk tarihten itibaren sendika karşıtı tutumunu ısrarla sürdürdü.
Sendikamız hukuk mücadelesini kazanınca bu kez işyeri yönetimi, Mersen işçilerinin sendikayla buluşmasını engellemek için kimi iyileştirmeler yapmak ve işçilere sosyal haklar vermek durumunda kaldı.
Böylece üyelerimiz, Mersen’e daha sendika girmeden bazı yeni haklar elde etmiş oldu.

Dünyada 33 ülke, 50’den fazla tesis, 7500 çalışan
Mutfağımızda yangın var. Hayat pahalılığı artık katlanılamaz bir hâl aldı.
Mersen işçilerini enflasyon karşısında ezdirmeyecek bir toplusözleşme taslağı hazırladık. Teklifimizde işçilerin mevcut ücretlerine birinci altı ay için %115 zam yapılmasını önerdik. İkinci, üçüncü ve dördüncü altı aylık dilimlerde enflasyon + 5 puan olarak zam teklifimiz toplu sözleşme taslağımızda yer aldı.
İşveren tarafı ise bu önerilerimize karşılık işçilerin iradesini yok sayarak sendikayla masaya oturmamayı tercih etti.
Mersen, elektrikli motor kömürü üreten, dünya çapında 33 ülkede 50’den fazla tesisi, 7 bin 500 çalışanı bulunan, başta savunma sanayi olmak üzere dünyanın ve ülkemizin önemli sanayi kuruluşlarının tedarikçisi konumunda olan bir şirket.
Üyesi olduğumuz üst örgütlerimiz IndustriALL Küresel Sendika ve IndustriALL Avrupa aracılığıyla şirket merkeziyle yaptığımız görüşmelerden herhangi bir sonuç alamadık.
Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri de Türkiye’deki işçilerin hak ve adalet mücadelesini görmezden geldi.

Birleşik Metal-İş Mersen’de greve çıktı

Grev başladı
Mersen’de yaşananlar ve karşımıza çıkan bu tablo, ülkemizde sendikal hakların içinde bulunduğu vahim durumu tüm açıklığıyla gösterir nitelikte.
Bu ülkede işçiler, sendika hakkına ulaşmak için işten atmalara, baskılara, yıllarca süren yetki mahkemesi süreçlerine karşı mücadele etmek zorunda bırakılıyor.
İşverenler ise dilediği hukuksuzluğu, zorbalığı yapmayı kendilerine hak olarak görüyor.
Buna karşın Mersen işçileri, en temel hakları olan sendikalı, toplu sözleşmeli bir çalışma düzeni için mücadelelerini kararlılıkla sürdürüyor.
Artık yasal grev aşamasına geldik. Bugün grevimizi başlatıyoruz.
Mersen işverenini bir kez daha masaya oturmaya çağırıyor, taleplerimiz karşılanana kadar grevimizi kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Direne direne kazanacağız!

]]>
İran tehlikesinin boyutlarını kavrayabilmiş değiliz! https://yenidunya.org/basindan/karsi-kose/29866/iran-tehlikesinin-boyutlarini-kavrayabilmis-degiliz/ Fri, 19 Apr 2024 11:32:23 +0000 https://yenidunya.org/?p=29866 Gazze’de soykırım bütün hızıyla devam ediyor! Ama biz bir haftadır bir tiyatro izliyoruz İsrail ile İran arasında! İsrail-İran valsini.

Altını çizerek hatırla-tıyorum yeniden: İsrail’in İran’ın Şam Büyükel-çiliği’ni bomba-lamasını şiddetle kınamak gerekiyor!

Ama bunun bir oyunun parçası olabileceğini de aslâ gözardı etmemek önemli.

Çok büyük bir tehlike var: İran tehlikesi bu. Şiilik üzerinden yayılan Fars emperyalizmi projesi. 

OSMANLI DURDURULDU, İRAN’IN ÖNÜ AÇILDI…

İran bölgeye yerleştirildi adım adım. Önce Sünnî dünyanın merkez üssü Osmanlı ve hilâfet durduruldu, Sünnî dünya paramparça edildi. Hilâfetin yurdu ve Müslümanların umudu Türkiye laikleştirildi; önce devlet, devletin bütün kurumları İslâm’dan uzaklaştırıldı; sonra da İslâm hayattan ve toplumdan uzaklaştırılma sürecine girdirildi. Türkiye’nin ruhunu oluşturan İslâmî duyarlıklar okullardan, kültür, sanat, düşünce ve akademi hayatından uzaklaştırdı, etnik duyarlıklar ve kimlikler kaşındı, kışkırtıldı. Toplumu ayakta tutacak, birbirine kenetleyecek bütün dinamikler dinamitlendi, bütün bağlar yok edildi.

Oryantalist literatür iki asırdır, İslâm’ın otantisitesini bozmaya, kaynaklarını aşındırmaya çalışıyor. Bu arada İslâm medeniyetinde, tarihinde, düşüncesinde ve kültüründe Şia’nın belirleyici konumda olduğu fikrini ince ince işlemeye çalışıyor.

En önemli, en yaygın İslâm felsefesi tarihi yazarlarından Henry Corbin, İslâm felsefesini ve düşüncesini Şia’nın temsil ettiğini söyleyecek kadar ileri gidiyor. Yazdıkları en çok okunan ana referans kaynaklarından biri olarak dayatılıyor.

İslâm düşüncesi, sanatı, kültürü ile ilgili yapılan araştırmaları incelediğinizde karşımıza ya Şiiler ya da Şiîliği öne çıkaran metinler çıkıyor.

Dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerini veren Ağa Han, İsmailî biri. İsmâililer kim? Tarihte bizim haşhaşiler olarak bildiğimiz gruplar!

Nereden nereye, değil mi? 

AFRİKA’YI ŞİİLEŞTİRECEK BÜYÜK PROJE 

Dün ülkemizi ziyaret eden Tanzanya Cumhurbaşkanının ülkesi Tanzanya’nın Zenzibar Adası, İslâm’ın Afrika’ya açılan kapısı ve halkının % 99’u Müslüman. Zenzibar’da üç tane üniversite var’dı pandemiden önce. Üç defa gittim Zenzibar’a.

Birincisi devlete, ikincisi Suudlara, üçüncüsü de İranlılara ait bu üniversitelerin.

Devletin üniversitesi dökülüyor, tahmin edilebileceği üzere.

Suudların üniversitesi, tenekeden tayyare, şaşaa, tantana, gösteriş has safhada, fos bir üniversite.

Ama asıl üniversiteyi İranlılar yapıyor: Afrika’nın gelecek yüzyıllarını belirleyecek tohumları İranlılar buradan ekiyorlar!

Biz uyumaya devam edelim.

Biz bunları bilmiyoruz bile. Afrika İslâm’ı yüz sene, ikiyüz sene sonra Şia’nın şekillendirdi bir İslâm olacak!

Bu nasıl beş felâkettir, düşününce uykularım kaçıyor benim.

Aynı şeyi Batı’da İslâm medeniyeti, tarihi, kültürü ve sanatı ile ilgili çalışmaların merkezinde İran’ın olduğunu görünce de yaşadım, şok oldum.

Avrupa’da, Balkanlar’da ve hatta bütün dünyada İran kültür merkezleri inanılmaz güçlüler ve dolu dolu programlar yapıyorlar Şiîliğin öne çıkmasını sağlayan.

Teorik, akademik olarak İslâm algısı Şiilik üzerinden inşa ediliyor. Pratik olarak İran, İslâm dünyasının hâmisi, Batılı emperyalistlerin mağdur konumuna düşürdükleri ülke olarak sunuluyor. Ve adım adım İslâm dünyasına işgal yoluyla yerleştiriliyor!

BATILILARLA DEĞİL BİRBİRİMİZLE BOĞUŞACAĞIZ BUNDAN BÖYLE! 

Bugüne kadar, Batılılarla, emperyalistlerle savaştık, mücadele ettik. Artık bundan sonra Batılılarla değil bizim birbirimizle mücadele edeceğimiz çok tehlikeli bir sürecin yapı taşları döşeniyor, temelleri atılıyor.

Akîdevî olarak heretik bir akımı, demografik olarak da azınlık bir nüfusu temsil eden İran, İslâm dünyasına kan kusturacak güce ve konuma kavuşturuluyor.

İslâm dünyasını İran üzerinden sopalayacaklar! İran, Irak’ta, Suriye’de, Lübnan’da, Yemen’de olduğu gibi güdümlü / vekil örgütleri ile İslâm dünyasına kan kusturacak. Son 20 yılda sadece Irak ve Suriye’de 1,5 milyon insanı katletti İran’ın vekil güçleri!

Irak’ın ve Suriye’nin akîdevî ve etnik hatlarını yerle bir ediyor. Her şeyi yıkıyor.

İran bir hançer gibi saplandı İslâm dünyasının kalbine. Daha şimdiden Filistin’i esir almış durumda. Son Gazze katliamıyla birlikte İran nihâî olarak yerleşti Filistin’e. 

DİKKAT! TÜRKİYE İLE İRAN KAPIŞTIRILMAK İSTENİYOR! 

Altını özene bezene çizerek söylüyorum: Emperyalistlerin en büyük projelerinden biri İran ile Türkiye’nin kapıştırılması. Türkiye bu oyuna gelmemelidir ve gelmeyecektir de.

Bir daha toparlanmaz İslâm dünyası Türkiye ile İran kapıştırılırsa.

Çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya.

İran nükleer güç olunca, İran’ı kimse durduramaz artık. O yüzden Türkiye’nin de derhal nükleer güç olma hazırlıkları yapması lazım.

İslâm dünyasını nefes alabilmesi için, İran’ın kendi doğal sınırlarına çekilmesi, işgallerine son vermesi, işgal ettiği yerlerden de çıkarılması kaçınılmaz.

Vesselâm.

Kaynak: Yusuf Kaplan / Yeni Şafak

]]>
Yoksulluk çocuk işçiliğini artırıyor https://yenidunya.org/emek-gundemi/29858/yoksulluk-cocuk-isciligini-artiriyor/ Fri, 19 Apr 2024 11:09:15 +0000 https://yenidunya.org/?p=29858 Geçen yıla göre 3.5 puan arttı! Erkek çocukların yüzde 32,2, kız çocukların yüzde 11,5 çalışıyor

Yoksulluk çocuk işçiliğini artırıyor

TÜİK’in ‘İstatistiklerle Çocuk, 2023’ verileri, çocuk işçiliğindeki ürkütücü artışı gözler önüne serdi. Resmi verilere göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 22,1’e yükseldi. Geçen yıla göre çocuk işçiliği 3,5 puan arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023 yılı çocuk istatistiklerine göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 22.1’e yükseldi. Geçen sene bu oran yüzde 18.7’ydi.
İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oranın erkek çocuklar için yüzde 32,2 kız çocuklar için yüzde 11,5 olarak tespit edildi.

Türkiye çocuk nüfusu
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2023 yıl sonu itibarıyla, Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34’ünü çocuklar oluşturdu. Çocuk nüfusun %51,3’ünü erkek çocuklar, %48,7’sini kız çocuklar oluşturdu. Birleşmiş Milletler tanımına göre 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun %48,5’ini oluştururken bu oran 1990 yılında %41,8 ve 2023 yılında %26,0 oldu.

]]>
İşsizlik Fonu büyüyor, yararlanan işsiz azalıyor https://yenidunya.org/emek-gundemi/29855/issizlik-fonu-buyuyor-yararlanan-issiz-azaliyor/ Fri, 19 Apr 2024 09:08:34 +0000 https://yenidunya.org/?p=29855 İşsizlik Sigortası Fonu’na başvuran her 100 kişiden sadece 54’ü ödenek almaya hak kazandı.
İsteği dışında işsiz kalan sigortalıların uğradıkları gelir kaybını telafi etmeleri için 1999 yılında kurulan İşsizlik Sigortası Fonu, sigortalının prime esas aylık brüt kazancı üzerinden hesaplanan yüzde 2 işveren, yüzde 1 sigortalı kesintileri ve yüzde 1 devlet payı geliriyle büyümesini sürdürüyor. İşsizlik Sigortası Fonu, 2024’ün ilk üç aylık döneminde yaklaşık 21,3 milyar lira büyüyerek, mart sonu itibarıyla 218 milyar 266 milyon liralık varlığa ulaştı.

100 işsizden 54’ü yararlanabildi
Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) yıllık istatistik verilerine göre, işsizlik ödeneği başvurusu yapanlardan ödenek almaya hak kazananların oranının giderek azaldığını gösteriyor. Fonun kurulduğu tarihten bu yana başvuruda bulunan her 100 kişiden 54’ü ödenek almaya hak kazandı. Pandemi öncesinde 2018 ve 2019 yıllarında bu oran sırasıyla yüzde 51,49 ve yüzde 51,82 olarak gerçekleşti. 2020 ve 2021 yıllarında pandemi dolayısıyla işten çıkarmalar ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık halleri dışında yasaklandı. Bunun da etkisiyle işsizlik ödeneği alanların başvuru yapanlara oranı 2020’de yüzde 33,73’e düştü, 2021’de ise yüzde 41,97 oldu. Pandemi sonrası 2022 yılında ise bu oran yüzde 47,57 olarak gerçekleşti.
2023 yılına gelindiğinde ise 1 milyon 614 bin 184 başvuruya karşılık 734 bin 846 kişi işsizlik ödeneğine hak kazandı. İşsizlik ödeneği alanların başvuru yapanlara oranı yüzde 45,52’ye geriledi.

İşsizlik ödeneğinden nasıl yararlanılır?
Fondan yararlanarak ödenek alabilmek için işçinin kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalması, işten çıktığı tarihten önceki son 120 gün sigortalı olarak çalışıyor olması ve son üç yıl içinde en az 600 gün priminin bulunması gerekiyor. Ödenek alabilmek için işten çıkış bildiriminin işsizlik ödeneğine hak kazanacak bir koddan bildirilmesi gerekiyor. Ancak birçok işveren kıdem tazminatı ödememek için işten çıkış kodunu kendi çıkarına uygun olacak şekilde bildirdiğinden işsiz kalanların işsizlik ödeneği alması hakkı da ortadan kalkıyor.

]]>